bir padişahın iki türlü konuşması vardır. biri, bir vatandaşla telefon ederek küçük bir meseleyi görüşmesi. diğeri de devlet başkanı, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması, sohbet etmesi, onun aracılığı ile ferman yayımlamasıdır.
bu örnekte olduğu gibi yüce allah'ın da kulları ile iki tarzda muhatap olması vardır. biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyette bir konuşması. yüce allah'ın bazı velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir.
ama peygamberimiz (sav) bütün velayet mertebelerinin üstünde bir yücelikte, bütün varlıkların yaratıcısı olan yüce allah'ın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve en mükemmel olanına misaldir.
yani hz.peygamber (sav) bütün varlıkları temsilen yüce yaratıcı'nın huzuruna çıktı, başta insanlar olmak üzere bütün varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti. bu yönüyle mirac halktan, insanlardan ve tüm varlıklardan yüce yaradan'a bir gidiştir. diğeri de yüce allah'ın biz kullarından istediklerini, emirlerini ve yasaklarını resul olarak getirmiştir. dinin direği, ibadetlerin özü ve esası olan beş vakit namazı mirac hediyesi olarak getirmesi gibi...