17 ağustos 1999

entry900 galeri video5
    599.
  1. Hayatımın en zor gecesini geçirdiğim tarihtir. Şansıma uyanıktım, ayakta ve dışarıdaydım ve yara almadım ama aynı zamanda ne büyük şanssızlık ki uyanıktım, ayakta ve dışarıdaydım ve yıkılan binaları, balkonda atlayanları, kafası gözü yarılıp oracıkta ölenleri gözlerimle gördüm.

    Hemen şehir dışına ailemin yanına kaçıp bu travmayı atlatmak için uzaklaşabilirdim ama öyle olmadı yapamadım. Sarsıntı biteli henüz 15-20 dakika olmuştu, etrafa bakıyordum hergün geçtiğim sokaklarla, hep gördüğüm binalarla alakası yoktu gördüklerimin. O gün yeni aldığım panatolon üzerimdeydi, yine bugün aldığım hırka ise elimdeki poşette. Bir teyze elime sarıldı, baktım ağlıyordu, kızım, damadım ve torunlarım enkazda lütfen gidip bak bul onları dedi, ben sıradan vatandaşım enkazdan yaralı kurtarma benim yapabileceğim birşey değildi, cesaretim vardı ama kazma kürek vb. imkanlar yoktu. Olmaz, yapamam dedim. Teyze dizçöktü ve ağlayarak yalvarmaya başladı en azından bir göz at yıkılan evin etrafına dedi. Kabul ettim, o anda yanımda olan arkadaşımla birlikte elimizdeki eşyaları, kol saatlerimizi ve cep telefonlarımızı teyzeye emanet edip yıkılan evin etrafında dolaşıp bakındık. Bina yıkılmış ancak bir insan sığabilecek büyüklükte bir delik vardı, etraftaki seyirciler bize el feneri, kürek ve bolca gaz verip bizi içeri soktular, artık enkazın altındaydık. Kısaca göz gezdirdik bu yıkıntıda birini bulmak imkansızdı, arkadaşımla birbirimize bakıp tamam çıkalım dediğimiz sırada artçı sarsıntı başladı, o küçücük delikten biran önce çıkmak üzere yöneldiğimiz esnada arkamızdan bir ses gitme dedi. Dönüp baktığımızda enkaz arasında birini gördük. Onları bırakmakla hayatımızı riske atmak arasında kaldık, arkadaşım dedi ki " allah şimdi ölmemizi istese şu an enkaz altında olurduk, bugün ölmeyeceğiz, bugün insanlara yardım edeceğiz, kaderimizde bugün bu var " dedi. yalan yok korkuyla yükselen adrenalin ve üstüne bu konuşma ile kendi kendimize hırslandık. saat 04:00 gibi girdiğimiz enkazdan 09:30 gibi çıktık yanımızda bizi içeri gönderen teyzenin kızı, damadı ve bir çocukları ile. Ailenin bir çocukları daha vardı ama bulamamıştık. Onları hastaneye bıraktık, hastaneye derken hastane bahçesine serilen battaniyelere. Teyzeyi bulmak üzere geri döndük ancak aradan çok zaman geçtiği için bulamadık, emanet bıraktığımız eşyalarımızı da geri alamadık, oysa enkazdan çıkardıklarımıza cep telefon numaramızı vermiştik. Hani şu Teyzeye emanet bıraktığımız cep telefonlarının numaralarını...
    Hastaneye bıraktığımız kişilerin yanına dönelim belki onlar vasıtasıyla teyzeye ulaşırız diye düşündük ama hastaneye döndüğümüzde yaralıların bir kısmının başka hastanelere nakledildiğini öğrendik. O gece kaybolan eşyalarımız oldu ama kazandıklarımızın yanında hiçbir değerleri yoktu. Kendimizi gerçek bir kahraman gibi hissetmiştik. Hayat kurtarmanın yüce huzuruna erişmiştik. Kadere inanan biri olarak bir gün karşılığını görmeyi umuyordum ve gördüm pamukova daki hızlandırılmış tren faciasında ilk vagona bilet almıştım ancak treni 1 dakikayla kaçırdığım için şu an bu yazıyı yazabiliyorum.
    22 ...