yürekli kadın. direnen ışık. yaşayan ruh. temiz suret.
ve insan...
sözlerimi sana biriktirdim ve öyle geldim bilemezsin ne kadar zamandır ilk kez bir dostun karşısına. sözlerimi, sözlerine biriktirdim. her bir nefeste hançerleşen her bir hecesini hem de.
gönül bağım var sana. kardeşlik borcum var. yaradan öyle güzel ki, yaradılışından akan letafete gizlenesim ölesim var. seni çoğaltasım çokça yaşatasım seni anlatasım var. insan böyle olur işte bakın diyesim var. seni derste okutasım var yalansa gözlerim çıksın...
parmaklarımın üstünde gezindiği soğuk tuşlar bile dost. kalbinin atışını buradan duyuyorum. gözlerinden akan yaşlarla ıslanıyorum bazen. bazen aynı çocuk heyecanla seviniyorum. seni yaşıyorum. ve beni yaşadığını biliyorum. ve umuttan umuda yaya, kederden kedere dört nala geçen yalnız kalmışlığımızla selamlıyorum seni.
sana demeye geldim ben. evler var demeye geldim. evler, parıltısından ama olunan, zenginliğiyle göz kamaştıran, saray yavrusu evler. evler var, boydan boya döşeli, görkemli, büyük...
evler var, soğuk.
ne çok ev var. kırılmış aydınlığıyla beyaza niyetlenen annesiz ne çok. içinde anne değil kör karanlık gezinen. ne çok ev... ne çok para... ne çok sefillik... sana demeye geldim adım başı hırsız sokaklar. kalpten çalan, düşten çalan, yarından çalan... adım başı yan kesici bakışlar. kenar mahalle korkusu devasa binaların. ah ne çok isyan...
herkes kötü değilse bile herkes kötü. kötümser yanılgılar ve mide bulantısı yalanlar kuşatmakta etrafı. duman çok... sana demeye geldim üstümüze basacaklar. ya da yığılıp kalacaklar üstümüze. ya da üstümüze taşları döküp çekilip gidecekler. ya da yağmurda pas tutmuş ağır bir kalp hasarıyla biz çekilip gideceğiz. ya da ne bileyim... bilinçsizce hiç olmak...
sana demeye geldim ki insanların kalpleri toz toprak. ateş yanmaya başlamış çoktan. yangın var... sana demeye geldim ki ben seni, sen beni almazsak birlikte yanacağız. teklifsiz bir ölümün hıçkırığıyla boğulacağız. açılmazca tıkanacak genzimiz. ve benzimiz kül rengi. rengimiz başka.
dışı boz içi bozuk oyuncaklardan, görüntüsü aldatan kokuşmuş insanlardan, ardına düşülmemiş sahte tutanaklardan gidelim demeye geldim. gidelim. üstümüze basacaklar. avunmamız kar etmeyecek. saklanmamız çırpınış...
ne çok ev böyle. ne çok yalan. duvarları konuştursan sözden önce kin kusacak. lambalar hep arızalı. odaya dolmak istemiyor ışık. zorba karanlık... gidelim biz.
bir duanın kanadına takılıp gidebiliriz. bir damla gözyaşı da taşır ikimizi. bir acı bir tek acı... bir tek acı ne dersin? gidelim yahu... gidelim...
bu insanlık komedyasından çekilelim. yoz alkışlar kandıramasın bizi. küflü laflar, hep alan hep isteyen çirkin suretler, çıkarcı ruhlar geride kalsın. daha geride daha geride daha daha geride! bit kadar kalana dek. gidelim biz, gel.
yürekli kadın. yüreği olan kadın. yüreği atan kadın. evler var biliyorsun işte. evler. içinde nefes alınan, dört dönülen çok evler... ev ölüleri... yine de soğuk. ölü evleri gibi... hep soğuk.
biz gidelim.
bir tek dua taşır bizi demedi deme. bir tek gözyaşı.