israil'in Filistinlileri topraklarından sürdüğü 15 mayıs günü anılan Nakba gününde Ofer Hapishanesi'nin önünde öldürülen gençlerin israilli yetkililerin söylediği gibi 'çatışmada' ölmediği ortaya çıktı. Görüntüler, Filistin yönetiminin resmi törenine katılmaktansa, nisan ayından beri 100 kadar mahkumun açlık grevi yaptığı hapisanenin önünde gösteri düzenlemeyi tercih eden gençlerin, yoldan geçerken israil ordusunun mermilerine hedef olduklarını ortaya koydu. 15 Mayıs'ta gerçekleşen olayı dünya basınının saygın kuruluşları ve israilli yetkililer 'çatışma' olarak duyurmuştu. Fakat Uluslararası Çocukları Koruma Örgütü'nün (DCI) yayımladığı kamera kayıtları, olayın anlatıldığından çok daha farklı bir şekilde cereyan ettiğini ortaya çıkardı. Kayıtlarda, Muhammed Ebu Tahir (16) ve Nedim Nuvara (17) adlı iki gencin çevrelerinde kimse yokken ve açık hedef halinde yürürken israil askerleri tarafından öldürüldüğü görülüyor. Olayın ortaya çıkmasının ardından ABD Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki "israil hükümetinin şeffaf ve acil bir soruşturma düzenleyerek olayı aydınlatmasını beklediklerini" duyurdu. Birleşmiş Milletler de "silahsız oldukları ve tehdit oluşturmayacakları bariz olan" çocukların ölümü hakkında inceleme başlatılması gerektiğini bildirdi. israilli insan hakları örgütü B'Tselem, çocukların 200 metre mesafeden vurulduklarını ve mermilerin kalplerine isabet ettiğini duyurdu. Filistin hükümeti israil askerlerini "savunmasız çocuklara karşı savaş suçu işlemekle" suçladı. israil Dışişleri Bakanı Avigador Lieberman ise uluslararası tepkilere kulak asmayarak "israil kendi içinde bir inceleme yürütecektir" açıklamasında bulundu.
iSRAiL ASKERLERDEN HESAP SORMUYOR
israil merkezli insan hakları örgütü Yesh Din, bu gibi olayların sık sık yaşandığını, sorumluların ise neredeyse hiçbir zaman ceza almadığını ortaya koyan bir rapor hazırlamıştı. Rapora göre 2000'den beri bini çocuk 5 bin Filistinli, israil askerlerinin açtığı ateşlerde hayatını kaybederken bu olaylar hakkında sadece 179 dava açıldı, 21 asker suçlandı ve bunlardan da yalnızca 7'sine, birkaç ay hapis cezası verildi.
