batı düşüncesinde put kırıcı olarak biline ondokuzuncu yüzyıl filozofu. nietzsche batı düşünce tarihinde aydınlanmayla ortaya çıkan düşünce biçimlerinin tortularını ve köklerini arar. ilk çağlarda karanlık dönem felsefesinden itibaren sürekli bir decadance izi sürer. aydınlanma kendisini ortaçağ dogmatizmine karşı konumlandırır ancak bu konumlandırmanın özü sakattır. çünkü özne ve onunla birlikte yükseldiği ileri sürülen güçler tümüyle fiktif bir antropolojiye yaslanır. aydınlanma ve modern felsefe, kilisenin hakimiyetine otorite düşüncesine karşıtlığı nedeniyle itiraz etmesine rağmen kendisi de bir otorite kurucu olmaya başlamıştır.
nietzsche bir düşünceyi diğerine yeğlemez. onun en büyük tespiti olan tanrının ölümü tüm hakikat ve doğruluk biçimleri için geçerlidir. insanın yaşadığı yeni deneyimlerle birlikte doğru perspektifsel bir boyut kazanmıştır. perspektiflerin sayısınca doğruluk vardır, bu durum da herkes için geçerli bir doğruya ulaşmanın imkansız olması demektir. insanlar kendi doğrularını savunurken başka doğruların da olduğu gerçeği hiçbir doğrunun dayatmada bulunamayacağı bir dünyanın ortaya çıkışını imler. hakikatin parçalanışı, doğruluğun çoğalması, dünyanın anlam sorununu da beraberinde getirmektedir. insanın anlamlardan sıyrılma ve kendi keşfinin doruklarına ulaşmanın zamanı gelmiştir.
nietzsche'nin en büyük keşiflerinden biri de üst insanla ilgili kodlamalarıdır. ubermensch kendi tarihini aşmanın getirdiği noktada doruklara çıkan bir son biçim, gelenek ve imge ötesindeki alanları keşfetme tarzıdır. hakikatin parçalanışının ve iktidar istencinin başat belirleyiciler olduğu bu yeni evrende insan biyolojik güçlerinin ve enerjilerinin işlevleri olarak ortaya yeniden çıkmaktadır. iktidar istenci, biyolojik gerçekliğin önlenemez açılışına olanak vererek geri döndürülemez bir hayat keşfinin ve hayatın artık fikir merkezli olmaktan tümüyle kopmasıdır. aslında bu durum, insanın iyi huylu olduğu gibi imrenilesi eğilimlerinin tüm çıplaklığıyla hayata hakim olmasıdır.