mahrem

entry78 galeri
    17.
  1. ayın aydınlık yüzü, sevilmemekten korkarmış en çok, bir de ağlarken tek başına olmaktan.
    gümüş bir tarakla tararmış saçlarını. tarağın savatlı dişlerine takılan ışıltılı saç tellerini özenle toplarmış. sonra, her bir saç telini gizlice bir başka insanın omuzuna bırakırmış. Saçı kimdeyse, onun gözünde unutulmaz olacağına inanırmış. Haksız da sayılmazmış hani; omuzlarında ayın aydınlık yüzünün ışıltılı saç telleriyle dolaşanlar, gece olur olmaz yüreklerinin niçin böyle sıkıştığını bir türlü anlamayıp, endişelerinin gözbebekleriyle birlikte büyüdüğünü bilmeden dalgın dalgın bakarlarmış gökkubbeye. aradıklarının orada olduğunu derinden hisseder ama hislerine tercüman olamazlarmış. hatta içlerinden bazıları bu semavi sevdaya kendilerini kaptırıp, yemeden içmeden kesilirmiş. Neyse ki, ayın aydınlık yüzü çabucak sıkılırmış oyun arkadaşlarından. Gördüğü her sureti iki nefeste siler, bulduğu her muhabbeti tek yudumda içer, kurduğu her dostluğun dibine tez vakitte darı ekermiş. Hiç kimse yeterince acayip, hiçbir hikaye yeterince şairane değilmiş. gene de vazgeçememiş insanlardan. korkarmış çünkü; ölesiye korkarmış yalnız kalmaktan, ağlarken tek başına olmaktan.
    3 ...