çağdaş Fransız yazınındaki en esrarengiz ve etkili kişilerden biridir. Çalışmaları; felsefi eleştiri (ya da tamamen anti-felsefi) makaleleri ve kitaplarının yanı sıra roman ve récit yazımını da kapsar. Üniversite ortamı dışında çalışan son yüzyılın önemli edebiyat kuramcılarından biridir.
Blanchot, 22 Eylül 1907 tarihinde Fransa'da köylü bir katolik ailede doğdu. 1984 yılının Kasım ayında Le Nouvel Observateur'da yayınlanan kısa bir özgeçmiş metninde Blanchot, hayatının önemli anlarını arkadaşlarına rastladığı dönemlerle anlatır: Emmanuel Levinas, Georges Bataille, Rene Char ve Robert Antelme. Arkadaşlık Blanchot'un sürekli yinelenen bir konusudur. En uzun süren ve gelişen arkadaşlığı Emmanuel Levinas'la olanıdır. Emmanuel Levinas, 1925'te tanıştıkları Strasburg Üniversitesi'nde Blanchot'la birlikte doktora öğrencisiydi. Levinas Litvanyalı Yahudi bir filozoftu. Çalışması, varlığın ahlaksal boyutlarının baskısıyla ilgili bir Batı düşünüşü kritiği oluşturmaktı. Blanchot'un 1945 sonrası çalışması özellikle Levinas'ın Totality and Infinity kitabının 1961'de yayınlanmasından sonra Levinas'ınkiyle üstü kapalı bir diyalog oluşturmuştur. Aynı zamanda Nazi'nin Avrupa Yahudileri soykırımını Batının yapısını çok önemli, korkunç bir şekilde açığa vurma ve sonrasında gelen bütün düşünce ve yazında zorunlu söz etme konusu olduğu fikrini onunla paylaşıyordu. 1930'ların başında üniversiteden sonra, Blanchot Journal des Debats'ın yazı işleri kadrosunda dış politik ilişkilerde yazı işleri sorumluluğunu üstlenerek işe alındı. Fransa'nın gelecekteki çöküşünü tahmin ederek, bu sefer Fransız monarşisinin yenilenmesi hareketiyle ilgili doğruya uzak gazetelerdeki özellikle Combat'taki çeşitli yazılarla da meşgul olmuştur. Genç Blanchot, modern materyalist kültüre karşı Hitler'in Alman Devleti'nin büyüyen tehlikesinden Fransa'nın tek kurtuluş olanağı olarak kendini gören bir Fransız faşizmiyle birleşen koyu milliyetçi ve Katolik bir tutum aldı ve anti-komunist olmasının yanında anti-kapitalistti. Gazete, 1940'ta Fransa'nın düşüşüyle askeriyeyle işbirlikçi bir yayın organı haline gelince editörlükten çekilmesine rağmen, Blanchot 1944'te batana kadar Journal des Debat'te kaldı. Blanchot gazeteye sadece haftalık edebi köşe yazısı şeklinde katkıda bulunmaya devam etti. Savaş ve Fransa'nın işgali, genç, uç sağcı Blanchot'un çöküşünü güçlendirdi. 1945 sonrası ortaya çıkan bir ateist, hayattan çekilmiş ve harekete geçtiğinde sürekli uç sol siyasette yeralan kişidir. Savaş yılları Blanchot'un Franz Kafka'dan ve 1940'ın sonlarında arkadaş olduğu Georges Bataille'den etkilendiği ilk kitapları Thomas l'obscur (1941) ve Aminadab (1942) yayınlanmasına tanık oldu. 1958 yılında Blanchot Paris'e döndü. ''Bütün geçmişi redediyorum ve günümüzün hiçbir şeyini kabul etmiyorum'' cümlesi 1958 yılında Dionys Mascalo'ya yazdığı mektuptaki sözcüklerdir ki Blanchot'un 20 yıl boyunca sürecek politik suskunluğuna işaret etmiştir. Blanchot'un yalnızlığı ve yazma dışında topluma girmeyi reddi, ona özgü bir mistik ve ün etkisi yarattı. Gizli bir fotoğrafı bile (bir süpermarketin dışında arabanın yanında dikilen uzun bir figür) geniş çaplı ilgi ve söylentinin nedeni oldu. Bununla birlikte, Blanchot'un kendini soyutlaması halkla ilişkilerinde iş bağlantılarını önlemedi. 1990'larda, onun kendi 90'larında, Blanchot gay çiftlerin haklarını destekledi ve Fransız göç politikasına karşı çıktı. Maurice Blanchot, 20 Mart 2003'de öldü.*