türkiye vs avrupa

entry15 galeri
    6.
  1. Bu versusta kalıbımı basarım ki,siyasi ve politik bütün argümanları aşan, gittiğiniz avrupa şehirinde kendi yaşadığınız şehire kıyasla yapacağınız ilk versus, şehirde yer alan yeşil alanlardır. Hemde öyle banliyölerinde falan değil,şehrin göbeğindedir bu yeşil alan. Bizdeki gibi sadece şarapçı takım, veyatta yiyişmeye giden genç güruhta gitmez bu parklara, takım elbiseleri ile öğlen tatilinde evde hazırladıkları sandviçlerini çimlerin üzerinde yiyen bankacılar da gelir. Hatta eğer parkın yanında birde göl varsa demeyin keyiflerine. Yine takım elbiseleri ile gelen bu güruh, takım elbiselerini çıkarır bir ağaca asar, mayoları ile beraber göle yüzmeye gider, saat 13.00'a doğru tekrar gelir,kurulanır,takımını giyer ve işe gider. Sadece şunu düşünün, kendinizi her gününüzün 1 saatini böyle bir parkta, çimlere uzanmış, radyodan en sevdiğiniz şarkıyı dinlerken ve favori derginizi okurken hayal edin. Bana göre, bu durum avrupa insanının genel anlamda hayattan neden bizden daha fazla keyif aldığınıda anlatır.

    Türkiye'de ise tam tersi bir durum geçerlidir. Biz yeşil alanlarımızı katlederiz, yeşil alanlarımızı hatırladığımız tek zaman ise seçimlerin hemen öncesi olur. onda da mevcut toprağın üzerine çim atarız sadece. Bunu yapmakla yetinmeyip, yüzlerce metrekare yeşil alan yapabileceğimiz araziye, gider ikişer üçer tane avm dikeriz. insanları boş zamanlarını basık ve kapalı alanlarda geçirmeye zorlarız,doğa ile iç içe, temiz havayı ve güneşi içimize çeke çeke çimlerin üzerinde yayılmak varken.

    Evet gençler, bu konu hakkında biraz doluyum da.
    5 ...