özel sektörü denetlemesi gereken devletken mantıklı olan harekettir.
insanlar babasını, kocasını, oğlunu bırakmış toprağın kilometrelerce altında. ne için? ekmek parası. bir an için, sadece 1 dakika diyorum lan, kendinizi dışarıda bekleyen yakınların yerine koyun ondan sonra yazın ne yazacaksanız.
baban yerin altında, saatlerdir haber yok. baban zaten yıllardır yerin altında. her gidişinde acaba bu gün eve dönebilecek mi diye bekliyorsun. ne için? günlük 40 TL'lik yevmiye için. 40 TL lan, kimi zaman düşünmeden bir öğlen yemeğinde masaya bırakıp kalktığın para. hani bir gece efkarlanıp kafayı çekecek olsan kaç katını vermen lazım, oradan hesap et. baban diyorum, saatlerdir aşağıda ve sen bekliyorsun. ölüsü mü gelecek, dirisi mi gelecek, felç mi oldu, yandı mı? ne geldi başına bilmiyorsun. senin canın aşağıda, polis gelmiş barikat kuruyor. bize mi kuruyor lan barikatı? niye yetkililerden açıklama yok? '200-300 kişi vardı aşağıda' gibi gevrek bir açıklama olabilir mi? ya da bunu yapan kişi ne kadar 'yetkili'? hani diyorlar ya koyun olsa sayısını bilirsin, 200 ile 300 arasında 100 kişi var lan, 100 kişi. 1 değil bak, 2 demiyorum, 100 diyorum. ki sen, yetkiliysen eğer, bileceksin. 101 diyeceksin, 203 diyeceksin. net sayı vereceksin karşındakine. maaş verirken çalıştırdığın işçiye 1200-1300 veriverin mi diyorsun, kuruşuna kadar biliyorsun eminim. bunu daha çok bileceksin. yetkiliysen eğer. baban diyorum, aşağıda. ve sorumlu bakan istifa etmiyor. senin başbakanın ingiltere'deki 1980lerdeki maden kazasını örnek gösterip durumu normalleştirmeye çalışıyor. 'bu mesleğin kaderi bu' diyorlar. sen ne diyorsun? kader mi? özel sektörün hatası mı? devletin hiç suçu yok mu? hadi ordan!