kimi arkadaşların, türban ve etik ilişkisi hakkında yaptıkları yoruma denk geldim.
Neymiş efendim, muhafazakar kesim, türban ve ahlak arasında bir bağ olmadığını anlamak istemiyormuş.
anlamak istemedikleri doğru, çünkü olmayan birşeyin anlaşılacak bir tarafı da yoktur. yani türban ve ahlak arasında bağsızlık diye birşey yoktur. türban, doğrudan ahlakla ilintili olan birşeydir. örtü, ahlak zemininde icra edilen bir emirdir. ama bu cümleden de, ahlaklı olmanın olmazsa olmazı olarak sadece türbanın şart koşulduğunu iddia ettiğim de çıkartılmasın. türban, bir senfoninin enstrümanıdır. nasıl ki senfonide bir enstrümanın eksikliği tınıyı biraz güdük bırakıyorsa, türban yokluğu da, inanan insanlara göre bayanların varlığını eksik kılmaktadır.
kişiyi ahlaklı kılan birçok unsur vardır. haya, ölçü, adalet, merhamet.... gibi gibi... bunlardan biri de türbandır. sadece türbanın varlığı kimseyi ahlaklı kılmaz. kimse de bunu iddia edecek kadar aptal değildir. ama örtünme eksikliği de kadında bir noksanlıktır. kimse de dinin bu emrinden bihaber olacak kadar aptal değildir.
şahsım adına şunu söyleyebilirim ki;
türbanlı olup da ahlak mefhumunun içeriğini kof bırakan birçok seviyesiz türbanlı gördüm.
türbanlı olmayıp da, içimde merhamet ve saygı hissini uyandıran birçok ölçülü bayan gördüm.
mesele, dinin örtünme emrini kadükleştirme çabasından vazgeçip, işin mahiyetine, işin aslına saygı duyup ona göre yaklaşmak.
velhasılı kelam;
örtünme bir emirdir!
ama sadece bir örtü, kimseyi eşrefi mahlukat yapmaz.