erişte hamuru dışında, ekmek hamuru olarak adlandırdığımız normal hamurun içerisinde yumurta bulunmaz. un, su, tuz ve hamur mayasından oluşan bu tip hamurlar sindirim güçlüğü dışında bir problem yaratmaz. sindirim güçlüğü probleminin temel nedeni ise çiğ nişastanın pişirilmişine göre çok daha zor sindirilebilmesidir. buğday unu içerisindeki nişasta, tükürük salgısında bulunan pityalin bünyesindeki amilaz enzimi yardımı ile büyük ölçüde sindirilir. bu durumda sindirim için bağırsaklara fazla bir iş düşmez. ancak çiğ hamurda ortam asidik özellik taşıdığından amilaz enzimi bloke olur ve bu durumda iş tümüyle bağırsaklara kalır. bu ise sindirim zorluğu yaratır.
kek hamurunu pişirmeden tüketmek, içerisinde çok miktarda bulunan çiğ yumurtadan dolayı oldukça tehlikelidir.
çiğ yumurta salmonella bakterisi taşıyabilir ve bu bakteri; yaklaşık 2300 değişik türüyle tifo, paratifo gibi hastalıkların taşıyıcısıdır. bağışıklık sistemi kuvvetli olan bünyelerde bu hastalıklara yakalanma riski düşer ancak onlarda dahi bu bakterinin metabolizması tarafından üretilen hidrojen sülfür gıda zehirlenmelerine yol açar. halk arasında, yanlış bir bilginlenme ile yumurtada bulunan proteinlerin, pişirilme sonucu besin değerlerinin azaldığı kanısı hakimdir, oysa azalmaz. pişirilme sonucu proteinlerin değil vitaminlerin besin değerinde bir miktar düşme gözlenir.
çiğ yumurtanın zararı bununla da sınırlı değildir. yumurta içinde bulunan 'avidin' adlı protein, vücut için çok önemli vitaminlerden biri olan 'biotin'i bloke eder. yumurta pişirildiğinde avidinin biotin üzerindeki etkisi yok olur. yetişkin bir insanın günlük 25-30 mikrogram düzeyinde gereksinim duyduğu biotinin büyük bölümünü, birlikte simbioz yaşam sürdürdüğümüz bağırsaklarımızdaki faydalı bakteriler üretirler.