90 larda çocuk olmak

entry2063 galeri video7
    1813.
  1. -sokakta yenen salçalı ekmekteki tadı başka hiçbir şeyde bulamamaktır.
    -leblebi tozu yiyip, konuşmaya çalışmaktır.
    -sulugöz çiğneyip, gözlerin yaşarmasını beklemektir.
    -kolonya küplerini patlatmak, sonra da dünyanın en güzel kokusuymuş gibi her yerine sürmektir.
    -aşkın ne demek olduğunu şıpsevdi sakızlarından öğrenmektir.
    -sakızlarda çıkan geçici dövmeleri yapıp, hava atmaktır.
    -pokemon izleyip, taso oynamaktır.
    -muhabbet kuşu besleyip, "seni seçtim pikaçuuuu...!" diyerek kuşu fırlatmak, sonra da kaçan kuşun arkasından gözyaşı dökmektir.
    -sobalı evde büyümek ve sobanın tüm nimetlerinden (ekmek kızartmak, kestane pişirmek, patates közlemek, üzerine portakal kabuğu koyup, o güzel kokularla birlikte sobanın arkasında sızmak) faydalanmaktır.
    -leğende yıkanmaktır.
    -mahalleden geçen sinek ilacı arabasının peşinden koşmak, kendini bulutların üzerinde sanmaktır.
    -atari oynamak, mario'daki prensesi kurtarınca, dünyayı kurtarmış edasıyla hava atmaktır.
    -akşam ezanı okunmaya başlayınca, ezan bitmeden evde olmak için deli gibi koşmaktır.
    -tüm paranı meybusa yatırıp, sonra da iki gün hasta yatmaktır.
    -teyp kasetini, kalemle ileri-geri sarmaya çalışmaktır.
    -"gölgelerin gücü adına!" diye bağırınca bir he-man, bir sheila olacağını sanmaktır.
    -power ranger'lardan illa bir tanesi olmak, olduğunu iddia ettiğin üyenin rengi neyse, yeni aldığın eşyaları da ona uydurmaktır.
    -milenyum çağında jetgiller gibi yaşayacağımıza inanmaktır.
    -ninja kaplumbağaları izleyip, lider leonardo olduğunu iddia etmek ama içten içe de michelangelo'ya özenmektir.
    -çizgi film varken, insanlar neden müzik dinler diye de oturup düşünmektir.

    kısacası doksanlarda çocuk olmak, gerçekten çocuk olmaktır. şimdikiler gibi büyüyüp de küçülmek değildir...
    0 ...