klasik türk edebiyatı da denir
kadın şairleri de vardır ama ağırlık erkek şairlerdedir.
klişe kalıplaşmış ifadeler vardır
mesela sevgilinin saçı sümbüle benzetilir kalkıp da ağacın dallarına benzetirseniz asla tutulmazsınız.
zaten bu edebiyatın en önemli özelliği bu kadar tutkulu beyitlerin çıkmasının tek sebebi kalıbın dar olmasıdır
örneğin içki olarak mecbursunuz şarap demeye kalkıp şalgam derseniz o zaman beyitiniz kaleye alınmaz.
dar alanda çalışılan bir edebiyat olduğu için bu kadar sağlam beyitler orjinal ifadeler çıkıyor. cumhuriyet dönemi günümüzde
bu kadar olmamasının sebebi çerçeve genişliğidir.
edit: sanıldığının aksine o dönemde saçın( zülüflerin ) sümbüle
kirpiklerin oka benzemesi yanağın güle vs tüm bu benzetmeler tamamen yaratıcıyı taklit etmemek içindir.
zaten beyitlerde geçen güzelleri çizdiğinizde ortaya ne üdüğü belirsiz mahluklar çıkar burada amaç allahı taklit etmemektir.
batının içinde bulunduğu hz davutu taklit etmesi üzerine konuş ya davut dediklerinden mütevellit divan şairleri asla gerçekçi bir güzeli tasavvur etmezler.
zaten sevdiğin kızı aleme çizdirmek de onlara ters.