türk halkının en derin duygularından güç kazanan adam, başbakan. şuradaki entilere bir göz gezdirerek bile bunu görmek mümkün. öyle bir şey ki, insanların bam teline basıyor her seferinde. ve burası (bana göre sosyal medyada yozgatta kahvede, sivasta berberde yapılan muhabbete en yakın ortam) ona yapılan övgülerle dolup taşıyor. bir yandan kızıyorum ama diğer yandan da anlayabiliyorum bu övgüleri.
- davos'ta moderatöre (kendisi öyle demişti çünkü) çıkıştı, halk sokağa döküldü.
- sık sık menderese, özala atıf yaptı. millet kefen giyip meydanlara döküldü.
- milletin bir kısmı dayanamadı, isyan bayrağı açtı gezi eylemleriyle. bunlar dış mihrakların oyunları dedi, komplo dedi. millet inandı, kazlıçeşmeye akın etti.
- dış mihrak, faiz lobisi diye masallar uydurdu. millet de bunu yedi.
- 11 yıldır ne istediniz de vermedik dediği en büyük ortağı olan gülen cemaatine kılıçları çekti, kendi elleriyle devletin içine yerleştirdiği adamları paralel devlet ilan etti; bir kişinin de "ulan bu örgütü güçlendiren, devletin içine yerleştiren sensin ya saftirik" demek aklına gelmedi, kılıçdaroğlu ve bahçeli dahil. daha doğrusu akıllarına gelmişse bile işlerine gelmedi bunu söylemek.
yani diyeceğim o ki cancağzım, bu adam milletin nasıl bir eğitim seviyesinde olduğunu, dünyayı nasıl algıladığını çok iyi biliyor. bunun kökleri de kemalist elitist rejime dayanıyor. çünkü bu herifler bu milleti "üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız düşmanlarla kaplı" kafasında yetiştirdiler hep. atatürkü ezberletmeye, zorla sevdirmeye çalıştılar. her yabancıyı "emperyalist" görmemizi sağlamaya çalıştılar. bize tek ekonomi sistemi olarak devletçiliği dayatmaya çalıştılar. atatürkçülük ilkeleri diye bir şey ezberlettiler ve bunlara tıpkı ayetlere inandığımız gibi inanmamızı istediler. peki ne oldu biliyor musunuz?
insanlar bu öğretilerin bir kısmını toptan reddederken bir kısmına da balıklama atladılar.
kemalizmi toptan reddettiler mesela. kendi inançlarına, kültürlerine ters gelen bu adamı da, onun yolunu da külliyen yanlış ve putperestlik ilan ettiler. atatürkü deccal yaptılar bir anda. e tabi birilerinin peygamber gibi saygı duyduğu bir insanı, başkalarının da deccal gibi görmesi gayet de beklenebilir bir şey. üstelik bu milletin huyudur bu. ortamız yok bizim.
şu anda sözlükte akpyi eleştirenleri direk kemalist diye yaftalayan ergenler de işte bunun bir sonucudur mesela. mısıroğlundan öğrenme, yarım yamalak bir atatürk bilgisi, yalan yanlış bir tarih bilgisi, bol bol atatürk ve tek parti dönemi düşmanlığı + fazla sorgulamayan bir zihin yapısı = bu ergenler.
öte yandan kemalistlerin "bizim dört tarafımız düşmanlarla çevrili" kafasını da şu an tam anlamıyla benimsemiş ve daha da ileri götürmüş durumdalar. çok sevdikleri başbakanın o koltuğa oturmasında hiç bir dış etken rol oynamamış gibi "gezi eylemlerini almanlar yaptırdı, reyhanlı zaten esadın işi, 17 aralık akp'yi indirip türkiyeyi güçlendirmek için bir komplo... siyonistler, bir zamanlar hükümetin el altından destek verdiği el kaideler, paraleller, ergenekonlar, geziciler, otporlar, muhaberatlar... her şeyi birbirine karıştırdılar. ortalık karman çorman oldu. işin kötüsü, bu örgütlerin çoğu hakkında pek çok akplinin tek bildiği "dış mihrak" yaftası. bunun haricinde tek bir kelime bildikleri yok. kemalist zihniyetle ne kadar benzer değil mi? onlar da kurtuluş savaşı sırasında atatürkün yanında yer almayan herkesi dış mihrakların kullandığı bir piyon, bir maşa olarak göstermiyorlar mıydı? aynı kafa işte.
ve sonunda bir kardeşimiz şu analizi yapabiliyor mesela: biz doğu nun beyi mi olacağız yoksa batı nın marabası mı?
işte bu, türkiyedeki eğitimin ne halde olduğunun bir göstergesidir sadece. bu insanlar bir şey öğrenmek istiyorlar, ülkeleri için bir şey yapmak istiyorlar. bir reçete hazırlamak istiyorlar. bunda kötü olan hiç bir şey yok. ama kafaları öyle boş zırvalıklarla doldurulmuş ki, neyi nasıl düşüneceklerini bilemiyorlar. onlar için iki seçenek var, ya batının kölesi olmak; ya da doğunun efendisi. bunu söylerken, arap devletlerinin taa 1. dünya savaşından itibaren nasıl da batılı devletler tarafından bizzat dizayn edildiğini sorgulayamıyorlar mesela. her yere demokrasi götüren abd'nin söz konusu suudi arabistan olunca neden krala ses çıkarmadığını sorgulamıyorlar. mısır'da denklemlerin nasıl kurulduğunu, yom kippur savaşından sonra gerek mısırın gerekse suriyenin israil ile ilişkilerini nasıl düzenlediğini, nelere dayandırdığını sorgulamıyolar. bilmiyorlar çünkü, bilmek de istemiyorlar. onların tek işitmek istediği şey, türkiyenin osmanlı zamanındaki güçlü günleri görmesi. işte onlara sık sık bu masallardan bahseden de tek bir kişi var. o da recep tayyip erdoğan. bakın gül, arınç vs gibi kişiler de dahil olmak üzere bunu hakkıyla yapabilecek tek siyasetçi erdoğan. ve insanlar gerçekleri dinlemektense o masalları dinlemeyi tercih ediyorlar. yapacak bir şey yok. bükemediğin eli öpeceksin!