rutine ve saptırılmış normlara kendini kaptırıp hayallerinden kopmuş, gülmeyi unutmuş toplumun anlayamayacağıdır. hayallerine önem veren, 15 ay da olsa, 1 seneden az da olsa onlardan ayrı kalanın içinde büyüyen özlemi, artan heyecanı delilik ile eşdeğer bulanların çözemeyeceğidir. shawsank redemption' da andy dufresne ile özgürlüğü, bir bataklıktaymış, şakır şakır yağmurun altındaymışçasına haykıran,
bitmek bilmez kahkahalar arasında ciddiyeti arayan ve l age de raison sokaklarında iki eli cebinde, mathieu delarue gibi düşünerek gezen,
futbolun sadece futbol değil, insanları bir araya getiren bir unsur olduğunu çözen,
kısacası hayallerinin üzerine titreyenin korkmadığıdır. hayat, hayallerine önem verenin, tatsız gerçeklerin üzerinde, hayallerine ekleyerek kendi gerçeğini kuranın yolunda ilerlediğini yazmaktadır.
hayal etmekten korkmak, yaşamaktan korkmaktır kısacası. çünkü insan hayal ettiği müddetçe yaşar.