zamanda yolculuğun imkansızlığı

entry11 galeri
    11.
  1. içinde olduğumuz, gördüğümüz, izlediğimiz, araştırmalar yaptığımız evreni yalnızca şu andaki bilgilerimiz dahilinde algılayabildiğimizi,

    içinde yer aldığımız -küçük, mütavazı bir sistem olan- güneş sisteminin, merkezinden değil haa, 3. gezegeninden, yani dünyadan, 1977 yılında uzaya gönderilmiş olan voyager-2 uzay sondasının 30 küsür senenin ardından, sistemimizin sınırlarından daha yeni çıkmış olduğunu,

    bu noktadan hareketle, uzaydaki sistemler arasında akıl almayacak kadar büyük mesafeler olduğunu,

    bu akıl almayacak büyüklükte sistemler içinde orta büyüklükte bir galaksi olan "samanyolu"nun, 30-40 yıl kadar önce, bünyesinde 40.000.000.000 (doğru yazdım, değil mi kırk milyar?) yıldız barındırdığını düşünüyorken, bugün, yeni bilgilerimiz ışığında bu rakamın 400.000.000.000 (dörtyüz milyar) civarında olduğunu öğrendiğimizi,

    güneş sistemimize en yakın yıldız ile aramızda 4,5 ışık yılı mesafe olduğunu,

    buradan hareketle samanyolu galasisinin, aklı bırak, hayale de sığmayacak ölçüdeki büyüklüğünü,

    bilebildiğimiz, görebildiğimiz, algılayabildiğimiz, anlayabildiğimiz evrende, samanyolu türünden milyarlarca galaksi olduğunu,

    işin kötüsü, bu milyarlarca galaksinin de kendi aralarında öbekler oluşturduğunu,

    her bir öbekte toplanmış galaksiler arasındaki boşluğun akıl almaz büyüklüğünden hareketle, bir galaksi "öbeği" ile diğerleri arasındaki mesafenin tahmin edilmesinin, sizleri bilmem ama, en azından benim için olanaksız olduğu,

    işin daha, daha, daha kötüsü, sonsuz ve sınırsız olduğunu varsaydığımız bu evrenin, pek muhtemel ki bir sonunun, bir sınırının olabileceği ve bu sınırın ötelerinde de bizim evrenimiz gibi başka evrenler olabileceğini,

    yani, evrende hiç bir şeyin kesin olmadığı, aksine her şeyin mümkün olduğunu düşündüğümüzde, zamanda yolculuğun da pekala mümkün olabileceğini varsaymak zor olmasa gerektir...

    1 no'daki entry'de anlatılan paradoks, bizi, zaman yolculuğunun imkansızlığından çok, zamanda yolculuk yapabilecek kadar büyük bir akıla, bilgiye, teknolojiye ve elbette -bütün bunların toplam sonucu olarak- olgunluğa erişmiş olması gereken varlıkların zamanda yolculuğu, başa dönüp kendini öldürmek gibi bir zırtapozluk için kullanmamaları gerektiği sonucuna ulaştırır ki,

    e, herhalde onlardan da bu kadarcık mantığı, olgunluğu beklemeye hakkımız olmalı, değil mi?...

    hayır, kendini öldüreceksen aha şu zamanda öldür be pezevenk!...
    ne diye ileri-geri gidip de evrenin dengesini bozmaya çabalıyorsun?...
    öküz!...
    manyak mıdır nedir yahu?...
    0 ...