Kim seni seviyorsa aslında kendine olan sevgisindendir ve kim sana nefret ile kin duyuyorsa bu da onun kendine olan sevgisizliğindendir. Her ikisi de karşındaki insanın içinde vuku bulur. Bu gece hüzünlüsün belki yine, çok uğraştın, emek verdin ama olmadı.. Olduğu kadar, olmadığı kaderse eğer Allah'ın dediği olur diyerek sarılalım yorganlara.. Hissedelim tevekkülün verdiği rahmeti.. Yarını hiç düşünme bile ne olacak diye. Derdini öyle bırak ki Allah'a, gece rüyanda melekler sallasın seni.. Mışıl mışıl uyu.. Sabah kalktığında Allah'ın yeni bi beyaz sayfa açtığını duyumsa. Giden kazanmamıştır ki aslında, o seni kaybetmiştir! O an anlayamaz gerçeği, şeytan gözüne perde indirmiştir, sonra pişman olup senin koşulsuzca sevgini çok arayacaktır. Hem, gidenler seni hiç üzmesin, kalbinden ne kadar dünyalık çıktıysa o kadar Allah sevgisi dolmaya başlayacaktır! Her zaman mutlu olmaya çalışma, bu arzu seni daha çok gerecek, aksine huzursuzluğu var edecektir. Sen haksızlığa uğradığında, hakkımı alıp beni anlamadılar, sevmediler diye üzülme. Allah hak'tır senin hakkını korur, seni öyle bir sever ki yüreğin kaldırmaz. Sen Allah'a öyle bir sığın ki, teveccühün öyle sağlam olsun ki, sıkıntılar, dertler erisin, yansın kül olsun... Hatta mutsuzluğu al karşına konuş; ona de ki: " eğer sen Allah'tan gelmeseydin oturur üzülürdüm! Bunu bildigim için artık üzülmüyorum." Derdine de ki: " sana Allah için katlanıyorum. Dert dile gelip Allah'a dua eder. Ben bu kuluna eziyet vermekten haya ediyorum, ona huzur ver." Ve De ki: " ey Rabb'im, sen bana sıkıntı verdikçe ben sana yakınlaşıyorum. Bu sıkıntı beni sana yaklaştıran bir rahmet köprüsüdür...