O kadar gerçek ve o kadar soğuk ki bunu nasıl yadırgarsınız .
Daha 14 yaşındaydım o şimdi benim olduğum yaştaydı .
Kahramanimdi .
Herkesin vardır ya bi kahramanı . kiminin babasıdır kimin bi çizgi roimioin karakteri . Benim oydu . herzaman yüzunde taşıdığı çarpık gülüşü ellerindeki boya lekeleri ile . Naneli traş kolonyası kokardi . uzun saçları annem dahil tum aile bireylerini deli ederdi .
Erkek adamin saçı uzun mu olur yahu ? Derdi babaannem .
Onun ne kadar cesur , dag gibi , koca yürekli bir delikanli olduğunu gördülermi ? Onu tanıyabildilermi ?
Merak ediyor insan .
Kıyamette kopsa o yanımdayken korkmazdım .Korurdu beni bilirdim .
Sinirden patlamak üzere olduğum o gün elime fırça önüme boyalarını sürmüştü.
Öfken benliğine değil tuale çarpsın prenses demişti .
O gıttikten sonra kimseye Prenses dedirtmedim .
Her duyduğumda kalbime kiymiklar batıyordfu çünkü..
ilk konserime götürmüstü beni. Sesimiz kısılmıstı avaz acaz eşlik ettiğimiz için şarkılara. Annem kızmıstı ona bu kızıda kendin gibi kopuk yapacaksın diye . kopuk değildi oysa o özgjürdü sadece . Ruhu bir kuşun bir bulutun olduğu kadar özgürdü.
Yarım bıraktü herseyi.
Yanlız bıraktı beni .
Şimdi benim olduğum yaştaydı .
Kim bilir ne fırtınalar kopuyordu yüreğinde .
Bilmiyordum daha çocuktum çünku .
Rüyadan uyanmamla yarım bıraktıklarini tamamlamaya çabaladım .
Elime yüzüme bulaştırdım , beceremedim.
Belki de başardım ama insan sevdiği kişilere hep en iyisini yakıştırır ya ondan başarısız görüyorum kendimi ..
Ben kahramanimi kaybettiğim gun ölümün soğuk ve acımasız tarafı ile tanıştım .
Ondan sonra yaşadığım hiç bir kayıbı garipsemedim yadırgamadim.