çok değil, henüz iki ya da üç hafta önce, öğlen yemeği niyetine, önce az miktarda ısıtılmış, sonra üzerine var-yok arası tereyağı sürülmüş, tereyağının da üzerine görenin "yuh! bunu yemeyeceksin herhalde, değil mi?" diyeceği kadar bol miktarda kırmızı pul biber serpilmiş, tümünün üzerine de ince dilimlenmiş kaşar peyniri dizilerek 100 dereceye getirilmiş ve ızgara konumunda çalıştırılan mini fırının en alt kademesinde, yaklaşık on dakika kadar ısıtıldıktan sonra insanı baştan çıkartacak bir hal almış olan iki dilim ekmeği fırından çıkartıp bir tabağa, tabağı da bir tepsiye koyarak yiyeceğim yere doğru gidiyorken,
görüntünün muhteşemliği yanında, ekmeklerden yayılan ilahi kokunun da açlığımı arttırmış olması sebebiyle, yürürken elime aldığım bir dilimin ucundan küçük bir ısırık aldığım,
ne var ki -be arkadaş- daha ısırdığım dilim ağzıma girmeden, ekmeğin kenarından koparak fırlayan, muhtemelen plastik top kafalı bir toplu iğnenin başı büyüklüğünde, minik, minicik, ve fakat üzeri silme pul biber kaplı bir ekmek parçasının, bir kurşun gibi, nefes boruma kaçması sonucunda aklıma gelen cümledir.
"ölüyorum galiba"...
çünkü, önce basit bir biçimde, "küçücük kırıntı, öksürürüm çıkar" derken,
sanıyorum, çok acı olan biberin nefes borumun girişinde yarattığı etkiyle nefesimin tamamen tıkandığını,
öksürdüğüm halde nefes yolumun açılmadığını,
üstüne üstlük, öksürük ile ciğerimden attığım havanın yerine dışarıdan, yaşamama ve yeniden -fakat daha da kuvvetle- öksürmeme yetecek ölçüde nefes alamadığımı anlamam üzerine,
kendimi dahi şaşırtacak kadar büyük bir soğukkanlılıkla elimdeki tepsiyi kenara koyup, yan odadaki babamın yanına giderek "sırtıma vur" demem,
babamın -yazık, garibim- sırtıma "benim aslan oğlum" der gibi dostça pıt pıt vurması üzerine, bir yandan nefes almaya, aldığım yok denecek kadar az nefesle daha kuvvetli bir biçimde öksürmeye çalışırken, muhtemelen gözlerim fal taşı gibi açılmış bir halde başımı çevirip, "hızlı vur, hızlı" dediğim sıradaki yüz halimden dehşete kapılan babamın sırtıma, kavgada hasmının beline kürek indiren insafsız amele gibi paaat, paaat vurması sonucunda,
ve belki de bütün bunlardan daha çok, henüz "vade"nin gelmemiş olması sebebiyle atlatmış olduğum "varta" sırasında aklıma gelen cümledir.