cahilliğin prim yaptığı dönemde bir şeyler öğrenme sevdam yüzünden yanında bağırsam yankı yapacak kadar içi boş olan insanlar ''o farklı sanki'' diyor ardımdan. nietzsche ''siz yükseldikçe aşağıdan bakanların sizi ufak görmesi kaçınılmazdır'' der. acaba kendimi teselli mi ediyorum???
dostoyevski ''hayatımı bi çekiç değilde bir insan olduğumu kendime ispat etmek için harcadım'' diyor. ben ne için harcıyorum? mezardakilerin pişmanlık duyduğu şeyler için birbirimizi yiyelim diye mi gönderildik dünyaya? Sonunda yokluk varsa varlığın manası nedir ki? Güzellik dediklerimiz yok olacaksa, şu yeşillikler görüntü yansıması, kuşların ötüşü ses titreşimiyse yani hepsi bir kanuna tabiyse gerçek güzellik var mıdır? Bu heyula silinecekse debelenmenin amacı ne?? Efendim? insanların ardından 2-3 tane güzel söz söylemesi mi??? Mehmet Akif Ersoyun dediği gibi;
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince
Günler şu heyulâyı da er geç silecektir
Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma
Sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecektir...