dükkanında bir şalter var. elektriği açıp kapıyor. Radyoyu da şaltere bağlamış. Dükkanı açınca radyo da açılıyor. TRT türkü dinliyor benim gibi.
bir öğretmen ahbabının arabasına çarpmışlar. kapıda bir göçük. gelmiş adam basri usta'ya. basri usta'da almış gitmiş kaportacıya. Kaportacı 300 kağıt alırım demiş. Yük gelmiş adama, o kadar çok para veremem demiş, gitmiş. giderken arabayı basri usta'nın oraya başka işler için bırakmış. basri usta dur şuna da bakayım demiş, bez koyup, boyayı incitmeden tersten bir iki çekiç atmış, göçüğü düzeltmiş. şansına boya da çatlamamış. ahbabını çağırmış, bi yemek ısmarla, al arabanı git demiş. yemek dediğin sanayide 40 liraya kralı var. adam şaşırmış. kaportacının ordan geçerlerken basri usta kaportacıya "bak ucuza yaptılar" demiş. kaportacı kaç lira deyince de "20 lira" demiş basri usta. yediği yemeğin parası. kaportacı seslenniş. "aklını s... öyle ustanın, aç kalır o usta" demiş. basri usta gülüyor anlatırken, hiç sesimi çıkarmadım, ben yaptım demedim diyor. ayrıca aç da kalmadım, bilakis yemeğimi ısmarladı ahbabım diyor. gözü gönlü tok adam basri usta.