Onlardan biriyimdir. Üç defa geçirdim. Üçünde de bir bok olmadı. Şans mı diyeyim ne diyeyim artık.
Bir keresinde halısahadan geliyorduk arkadaşlarla. Hava yağmurluydu, bende halısahalar vardı. Sürekli oynadığım için altları düzleşmişti. Tam karşıdan karşıya geçerken kaydım düştüm. O sırada kartal bir dolmuşun ön tekeri vurdu. Neyse ki hiçbir şey olmamıştı. Şans eseri çantam arabanın vurduğu taraftaydı.
Bir diğerinde ise okuldan çıkmış dalgın dalgın yürüyordum. Bizim bursanın bazı mahallerinde yollar bildiğin yokuş. Burası da öyle bir yer işte. Tam giderken yandan bir şey fena koydu. Ben resmen bir metre uçtum. Sonra da azıcık yuvarlandım. Bir an ne olduğunu şaşırdım. Sert çarpmıştı ama hiçbir acı hissetmiyordum. Etrafımdaki insanların şaşkın bakışları içinde doğruldum. Çarpan arabaya baktım. Şaypa arabasıymış mk... sonra hastaneye falan götürelim dediler, istemedim. harbiden bir şeyim yoktu o hızda vurmasına rağmen. Yalnız kollarım biraz sıyrılmıştı. Eve gidince oksijenli su falan sürdüm, hastaneye bile gitmedim.
Diğeri de zaten çok saçma. Küçükken kamyonetin arkasına tutunmuştuk arkadşlarla. Ani fren yapınca cemaat olarak düşrük biz de. Bu da trafik kazası sayılmaz tabi. Ama kafa patlıcan gibi olmuştu orası ayrı.
Ulan şimdi dikkat ettim de bize de hep takalar külüstürler çarpmış. Yok kartal, yok şaypa arabası, yok kamyonet... hiç karizmasi olmuyor ki böyle anlatmanın.