bir türkü. ya da ağıt. gidene. gelmeyene. bir daha. hiç.
'' ellerini çekip benden, yarim bu gün gider oldu
hem sever hem sevilirdik, bu ayrılık neden oldu ''
nedenler münferit. müşterek olmadı, hiç. bilinmedi tarafımdan. tek muhatabım muammalar. ne bileyim ben ayrılığın simgesini. sığdıramam yaşam kutucuklarıma. sorma. sadece yanıtla. kim ortak olacak ahuzarıma?
ruhtan ve yürekten arındırılmış bir beden. saldın kalabalığa. omuzlara çarpa çarpa, bir özürden bile yoksun dil, işte sana.
ne kadar hoyrattın savunurken beni, onlara. ve ne kadar naif ‘ iki kere zenci’ bir çocuğu kucaklarken, insanlığa. bir yangını ağırlarken zihnin bulanık sularında; sönmedi. söndüremedim. acının en can alıcı rengiyle gittin. kıpkırmızı, arsız bir telaş aldı beni. ateşten. bedenim biçare; hasretlere gark olurken. yüreğimden ziyade. zira, o seninle. o seninle. var onda çare. ne dedi türküde; ama senden ayrı gezen, yürek değil beden oldu
işte bu da dillere pelesenk, ahd, dua oldu.
sonra gülay söyledi durdu. yürek hayıflara gark oldu.