askerlerin büyük gruplar halinde, görevlerini yaptıkları şehrin kalabalık yerlerine akın etmeleridir.
o gün işim olduğu için kızılaya gitmem gerekiyordu. yoksa boş günümde evde sakin sakin kafa dinlemek varken, sikseler o "kızılay" denen insan yığınının içine girmezdim.
otobüs zırhlı birliklere yaklaştığında kalabalık bir grubun el kol yaptığını gördüm. önce "biri bayıldı da yardım istiyorlar herhalde." diye düşünürken, aslında bunların çarşı izni alan askerler olduğunu anladım. otobüsü kaçırmamak için önüne atlayanlar bile vardı.
kapının açılmasıyla birlikte içeriye akın etmeleri bir oldu. bir yandan bağrışıyorlar, bir yandan da içeriye girmek için birbirlerini ittiriyorlardı. hatta aralarından bir tanesi "itmesenize omuno koyuğum!" diye bağırınca şoför amca olaya el atmak zorunda kaldı.
normalde turşu kavanozu gibi sıkış tepiş olmuş otobüse bile yolcu almaya çalışan şoför, daha otobüsün yarısı ancak dolmuştu ki "daha yer yok." diyerek kapıyı kapattı.
konuşmalarından ve görünüşlerinden anladığım kadarıyla birçoğu doğuluydu. muhtemelen askerliğe kadar da yaşadıkları şehirden çıkmamışlardı.
sonunda kızılay' a varmıştık. ben etraf iyicene kalabalıklaşmadan işimi bitirip evime dönmek istiyordum, izinli askerler ise etrafın kalabalıklaşmasını... ben kendi yoluma koyulmuştum, onlar da birbirlerinden ayrılamayan siyam ikizleri gibi kalabalık bir grup halinde yollarına devam ettiler.