3 mayıs 1944

entry26 galeri
    14.
  1. 3 Mayıs 1944 Çarşamba günü yalnız Atsız-Sabahattin Ali davasının 2. duruşması yapılmadı;
    güne, o duruşmayı izlemek üzere Ankara Adliye Sarayının içini ve çevresini dolduran büyük
    gençlik ve halk kitlesinin başlatıp sürdürdüğü yürüyüş ve gösteri damgasını vurdu.
    Duruşmanın sona ermesinden sonra gençler toplu halde yürüyüşe geçtiler. Milli marşlar
    söyleyerek ve “Kahrolsun komünistler” sloganları atarak Ulus Meydanına yürüdüler. Orada
    konuşmalar yapıp marşlar söyledikten sonra, Başvekillik’in, o zamanlar iş Bankasının
    arkasında ve Valiliğin yanında bulunan yapısı önündeki alana geçip komünizmi lanetleyen
    konuşmalar yaptıktan, sloganlar attıktan, Başbakanla görüşmek isteyip makamında
    bulunmadığını öğrendikten sonra istiklal Marşı söyleyip yine Ulus’tan geçerek yeniden
    Anafartalar Caddesine yöneldiler.
    Göstericilerin Çankaya’ya yürüyeceği kaygısına düşen il yöneticileri böyle bir durumda
    onları durdurmak için Atatürk Bulvarında önlemler almışlardı. Ankara Emniyetinin yanlış
    bir değerlendirmesi ile gösteriye katılanların Çankaya Köşküne yürüyeceklerinin
    bildirilmesi üzerine de inönü de çok telaşlanmış, Muhafız Alayına Köşk çevresinde güvenlik
    önlemleri aldırmıştı. Oysa gençlerin öyle bir niyeti yoktu; herhangi bir taşkınlık da
    yapmadılar. Bu durum gençlerin polisle çatışmasını bekleyen Maarif Vekili Hasan Ali Yücel,
    Ulus gazetesi başyazarı ve milletvekili Falih Rıfkı Atay ve Ankara Valisi Nevzat Tandoğan
    üçlüsünün Türkçüler için tasarladığı komployu geçersiz kılmıştı.
    Yürüyüşçüler, yeniden Anafartalar Caddesine geçerek, Samanpazarı’na yönelmişlerdi.
    Yürüyüş yönünün değişmesi polisin yeni bir tedbir almasına yol açtı. Motosikletli ve atlı
    polis ekipleri ara sokaklardan geçerek gençlerin karşısına çıktılar; motosikletlerini ve
    atlarını, yürüyüş yolundaki kalabalığın üzerine sürdüler. Böylece Çankaya’nın ve komplo
    çetesinin istediği oldu. Gençler ile polisler çatışmaya girdiler. Yakalanan gençler, yürüyüşe
    katılıp katılmadıklarına bakılmadan, polis motosikletlerinin sepetlerine doldurularak
    Emniyet 1. Şubesine götürüldüler.
    O yürüyüş ve gösteri, Ankara’da o zamana kadar görülmemiş, çok görkemli bir etkinlikti.
    Yol boyunca yapıların pencerelerine ve dükkanların önlerine çıkan halk, bu coşkulu gençleri
    ilgi ve takdirle izliyor, alkışlıyordu; kimisi de hemen topluluğa katılıyordu. O arada
    gazeteciler ile sivil polisler de durmadan fotoğraf çekiyorlardı (Atsız, vb. 27.04.1951 :
    13-14.).

    3 mayıs 1944 ve Türkçülük davası necmeddin sefercioğlu.
    0 ...