Osman küçükken çok hızlı çevik ve güçlüydü.Arkadaşlarıyla yaptığı koşu yarışlarında birinci oluyordu hep.Bir gün Acem Askerleri gelip Osman ve Anasının içinde bulunduğu köyü yaktılar.Osman ın anası yanan evden Osmanı dışarı atar ve der:
-"Osmanım git babanı bul senin baban Musa Beydir koş ve kaç ormana koş" der.
Osmanın anası yanarak can verir ve ahirete göçer.
Osman bir çeşmenin başında annesini düşünür ve ağlamaktadır yanına ihtiyar bi dam gelir.Bu adam Sofi Hoca dır. Sorar :
-Neden ağlıyorsun oğlum ?
Osman heyecanlı bi şekilde
-Baba sen misin Musa Bey dedikleri sen misin ? der.
ihtiyar adam:
-Hele sakinleş ben senin baban değilim Sofi Hoca derler bana belli ki kalacak yerin yok ben tek başıma yaşarım gel yanıma der
Osman memnuyitle :
-Sağol Sofi Babam der.
Aradan 11-12 yıl geçer.Osman artık çok iyi at sürüyor , ok atıyor , kılıç kullanıyordu ama hala çok çalışıp babasını bulması gerektiğini düşünüyordu.O arada birden tellalların sesi duyulmaya başlandı " Ey ahali! Sıltanımız 4.Murad Han Revvan seferine çıkıyooor!Duyduk duymadık demeyin!" Osman gülümsedi " işte fırsat bu babam Musa Bey kesin Padişahımızın yanında olur" dedi ve fırtına gibi at sürdü köye Heyecanlı bi sesle :
-Sofi Babam biz gideriz arkadaşlarımla hakkını helal et.Padişahımız Revan a gidiyor.
Sofi Hoca:
-Hayır gidemezsin bre daha kılıç kullanmayı mı biliyorsun ! Bu sofi hocanın bi çeşit gaz verme yöntemiydi. Kısık bi sesle " Bi sonrakine artık" dedi.
arkadaşlar çok uzun atlıyorum kısa geçiyim...
PAdişahın Bağdat a yürüyeceği duyrulmuştu bir gece OSman ve Arkadaşları hazırlıklarını yapıp köyden ayrıldılar padişah a yetişebilmek için fırtına gibi at sürüyorlardı. Bi grup Acem yollarını kesti Acemler 30 OSman gil 10 kişiydi OSman gürleyerek:
-Çekilin yolumuzdan bre! Acelemiz vardır. Sultan 4.Murad a yetişmekteyiz.
+Bak bak tüysüz sen kimsin de böyle konuşuyosun . !
-(Osman kılıcını çıkarıp havaya kaldırarak) Ölüme mi susadın bre çekil dendi . !
+(Acemli kılıcını çekip) Gel o zaman der.
Ve osman tek hamlede acemlilerin elebaşını tek kılıç darbesiyle attan aşağı serer osman ve yiğit arkadaşları 30 kişilik acem çetesini çabucak halledip yollarına devam ederler ve nihayet Bağdat önlerine giderler gittiklerinde Otağ-ı Hümayun kurulmuştur bile. Genç Osman ın babası musa bey osman ı görür ve ( ikiside birbirini hiç görmemiş ilk karşılaşmaları :
Musa Bey : Ne işin var burda çocuk.
Osman : Padişahımıza hizmet etmeye geldik.
Musa Bey : Utanmıyomusun tüysüz(bıyıksız sakalsız vs) bre. DAha agzında tarak durmaz.
Osman : Bal gibide durur .
Musa Bey : (Taragını verir) al o zaman dursunda görelim.
OSman Musa Bey ' in gözlerinin içine bakarak taragı tüm hızıyla kendi agzına geçirir ve tarak agzında kanlar içind durur. ve Musa Bey ' in gözleri dolar. Musa Bey :
-Kimsin sen yiğidim.
+Osman derler bana babamı arıyorum
-Kimmiş ne derler babana ?
+Musa Bey derlermiş ona
-(Musa Beyin gözleri fal taşı gibi açılır)
+Noldu tanıyormusun der osman.
Musa bey orada "oğlum" der ve osman a sımsıkı sarılır.
Bir rivayete göre Genç Osman savaşta Bağdatın kapısından ilk o girmştir ve defalarca babasını ölümden kuratrmıştır. Savaştan sonra Osman " Genç Osman Bey" Musa bey ise " Musa Paşa " Ünvanını kazanmıştır.
