Korkutur bazen tüm hücrelerimi cünkü yaş 23 demek ölüm demek.
Soğuk bir ankara günü çalan telefonla gelen çığlık demek. Yalnızlık göz yaşı ve bazen karanlık rüyalar demek.
Ölüm demek çünkü ancak yüreğinizdeki biri ölünce mezarların gerçek olduğunu bu dünyanın ise yalan olduğunu öğreniyorsunuz.
Hele bir de ayaz varsa ankarada göz yaşlarınız akmadan donuveriyor kursağınızda. 23 yaş bir ömür kısa gibi gözüken fakat ardında koskoca bir masal bırakan bir ömür.
Neşeyle örtülü tozların bir anda boğarcasına yüreğinize oturması 23.
Kaybolmuşluk ve kaybetmişlik. Bir insan 60 da 70 de 80 de ölebilir ama 23 yaşında ölemez gibi geliyor. Daha dün gelecek hafta gidilecek sinema biletleri alınmışken ve 23. Doğum gününe hediyeni hazır etmişken ve henüz o hediyeyi açamadan kaybolması insanın tuhaf... merak edilen yaş 23. Hiç görmek istemediği insanın 22 den direk 24 e atlamak istiyor insan. Bazen insan sevdiğini 23 de bırakıyor. Çünkü bir telefon geliyor ve sana diyor ki: onunla birlikte yaşlanmayacaksın, bugün niye beni aramadın diye soramayacaksın ve diyor ki onun omzuna bir daha başını koyamayacaksın. Kokusunu içine çeke çeke uyuyamayacaksın. Aptal bir bluza sarılacaksın her gece. Kimse duymasın diye sesizce ağlayacaksın her gün oturduğunuz bankta tek kalacaksın. Diyor ki bir hafta sonra gideceğiniz o lanet komedi filmine tek başına gideceksin koca sinemada herkes ağzını gere gere gülerken karanlığın içinden ağlayacaksın yanında boş bir koltukla... 23 yaş sendromu var mı bilmem ama 23000 tane hayalini gömüyor bazen insan soğuk ankara toprağına.