bir ikindi vakti, iki yanı palmiyelerle dolu sahil yolundan, rüzgarda hışırdayan palmiye yapraklarının sesini dinleyerek yürümek istiyordum onunla. yine bir ikindi vakti, denizin kenarında bir yemek yemek istiyordum. sonra sadece dalgaların sesini dinleyebileceğimiz bir yerde oturmak istiyordum. bir sabah deniz manzarasına karşı beraber kahvaltı yapmak istiyordum. portresini çizip, doğum gününde ona hediye etmek istiyordum. ama çizemezdim. çöp adamdan başka bir şey çizemezdim ben. o yüzden kara kalem öğrenmeye başladım. birkaç hafta uğraştım ama beceremedim. mektup gibi bir şey yazayım dedim, duygularımı tam anlamıyla dökemedim kağıda. şiir yazayım dedim, yazamadım. olmadı işte. geçti, gitti. ama ben onu unutmadım.
şimdi, keşkelerin ardı ardına sıralandığı bu hayalleri kurmaktan başka yapacak bir şey yok.