hanri benazus

entry8 galeri
    3.
  1. "ne mutlu türküm diyene" felsefesinin kanlı canlı örneğidir.

    --spoiler--
    "Atatürk Ekim 1937 Cumartesi günü, Nazilli Basma Fabrikası’nın açılışını yaptıktan sonra Ege askeri manevralarını izlemek üzere Aydın’ın Ortaklar beldesine, -ki o zamanlar 40 hanelik küçük bir köydü- geldi.
    Köyün incir kooperatifinde kâtiplik yapan babam da karşılama heyetindeydi.
    Babamın eteğine yapışıp karşılamaya gittiğim o günün yaşamımın dönüm noktası olacağını bilemezdim.
    Beyaz treni istasyona yanaştı. Perona çıktığında etrafını köylüler sarınca onlara hitap etmeye başladı. Tam o an babamın elinden kaçıp O’nun eline yapıştığımı hatırlıyorum.
    Elimi bırakmadı, alıp kompartımanına götürdü. Ortadaki masada karşısına oturttu.
    Rakısını, leblebisini getirtti.
    O, rakısını köylülerin şerefine kaldırırken ben de bir taraftan O’nu hayran hayran seyrettim, bir taraftan da tabaktaki leblebilerini bitirdim.
    Adımı sordu. ‘Hanri’ dedim.
    Bana ‘Niye Ahmet, Mehmet, Mustafa değil’ diye sormadı ve ben o gün bu nedenle Türk oldum.
    Sonra da kendimi asla bir azınlık olarak hissetmedim. ne mutlu türküm diyene..." (Hanri Benazus)
    --spoiler--
    6 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük