Arapça çok zengin bir dildir. Fakat bu zenginliğini gelişebilmesine borçludur.
Aynı zamanda yumuşak sesleri çok olduğundan ve bol uzatmalı olduğundan insanı uyutur hüzün verir.
Türkçe matematiksel bir dildir. Fakat islamiyeti başka yerinden anlayan büyüklerimiz türkçeyi geliştirmek yerine her haltı arapçadan farsçadan almışlardır. türkçe de var olan kelimelerin bile arapçasını alıp kullanmışlardır bir zaman sonra.
Atatürk dili türkçeleştirmeye çalışırken karşı çıkılan da budur. istendi ki arapça farsça kalsın türkçe öksüz haliyle devam etsin yaşamına. Ama öyle olmadı. Binlerce kelime türetildi. Türetilen kelimelere uydurukça diyen kendini bilmezler türedi zamanla. Sanki her dilin tüm sözcükleri binlerce yıldır varolmuş gibi.
Kimisi de işin cılkını çıkararak fazlasıyla dile yerleşmiş yabancı sözcüklerin zorlamayla türkçesini bulmaya çalıştı.
Arapça türkçe olayına geri dönünce türkçenin onlarca lehçesi ve şivesindeki sözcükler toplamını ele alırsak arapçadan aşağı kalacak bir dil değildir.