hayati kabul etmemek

entry11 galeri
    11.
  1. hayatın vıcık ve yalnız yüzüyle başbaşa kalmaktır. öyle ki, bu noktadan sonra artık ne romanlar, ne yazdığınız yazılar, ne şarkılar, ne dost sohbetleri ve ne de her şeyi yatıştırmaya kudreti olan bağışlayıcı sonbahar sizi kendinize getirebilir. kendisini reddeden ve üstüne üstlük soracak soruları da olan bir kişiye hayat yardım edemez.

    gerçek bir insan olabilme uğruna soylu bir davranış olsa da, asla saf bir karşı çıkış değildir bu. çünkü kalbinizde hayatın olması gereken yerdeki boşluğu gelip gece doldurmuştur; şüpheler, isyanlar, sürgünler, pas, kir, huzursuzluk ve daha nicesi.

    diğer bir taraftan insanların sizi anlayamadığını fark edersiniz. çünkü siz hayatın yerine belki kirli ve masum olmayan ama daha yüce şeyler koymak isterken, insanlar hala günlük yaşamın alışkanlıkları ile yuvarlanıp gitmektedirler. onlar sizin gibi sınırların dışına taşabilmek derdinde değildir. sınırsızlığın sınırında hiç öldürülmemişlerdir. bu yüzden insanlarla da uçurumlar girer aranıza.

    yalnız olmadığın halde kendini yalnız hissetmek, hayatı kabul etmemekle başlar. sahaflar boyunca yürüyerek adını bilmediğiniz ve fakat kesinlikle varolması gereken bir şeyi arattırır. bütün o tozlu kitapların arasında içinizde açılan o pis bulantıyı doyuracak bir ipucu olmak zorundadır. olmaması halinde,

    bu, kendi oyununuzda da oyuna getirildiğiniz anlamına gelir.

    cepheler de farklı farklıdır. kimisi tanrıya kızgınlığından, kimisi insanlardan, kimisi kendi içindeki bir garip düş ülkesinden, kimisi sadece sonbaharın içine estirdiği tanımsız, varlığı ile yokluğu bir bi hüzünden dolayı kabullenemez hayatı. çoğunun karşı çıkışları anlıktır zaten. yolun daha yarısında yeniden hayata kaptırmış bulur kendisini.

    fakat kendine gelemeyen mustarip ruhlar da vardır. ben bu kişilere 'ariler' diyorum, siz isterseniz this is a pencil diyin. bu kişiler dünyanın derin koridorlarında yürür, aynalar içerisinden geçer, şair ruhlu olanlar intihar eder içlerinden en çok. insanların bitmek bilmeyen makara muhabbetleri içerisinde derin bir kedere savrulup, geleneklerin manasızlığını boğazlarında bir yumru olarak hissederler.

    hayatı kabullenememek, kişinin kendi içerisinde saklaması gereken bir isyandır. çünkü insanlara hayatın tökezlediği noktalar, açık bir şekilde sırıtan yalanları ve kurutulunması gereken tekrarları anlatılamaz. anlamaz hıyarlar.

    her şeyin sonunda, yaşamın yerine konulacak bir şey konulamasa da dahi, hakikati aramanın o baş döndürücü hazzını tadar insan. bir hüzünden bin cümle çıkarmasını öğrenir. solgun bir günün içerisine yayılırken hayatın gitmesiyle birlikte oluşan boşluğu ustaca kurcalamayı kavrar.

    amacınıza ulaşamasanız bile, her halikarda kazanan siz olacaksınızdır. tarih sizi umursamayıp adınızı ağzına almasa dahi.
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük