özellikle üniversite yıllarını kapsayan süpersonik aktivitedir.
masa başında önünüzde kitaplarla ders çalışmanın neresi kötü derseniz, orası buz dağının üstü, bir de bu masanın altı var der kenara çekilirim.
karşı cinsle çalışılan dersin kapsamına göre masumiyetin ölçüsü değişmektedir.
mesela karşı cins ile tarih çalışmak...
davet cümlesi her zaman birlikte çalışalım mı tek başıma anlamıyorumdur. tarih kitabını baştan siz yazmayacaksanız karşınızdakine nasıl bir katkı sağlayacağınızı anlamamış olabilirsiniz. zaten anlamanız da gerekmez.
hayır tarih dersine birlikte nasıl çalışılır bunca sene okumuş bir insan olarak ben de bilemiyorum gerçekten. mesela biri okuyacak diğeri dinleyecek mi, ya da ne bileyim birlikte tarihleri bir kağıda yazmaya başlayıp en hızlı yazana ödül mü verilecek.
yani anlayamadığım fatih sultan mehmet'in 1453 yılında istanbul'u fethetmiş olduğu bilgisi ben gelince nasıl kafasına girecek bu arkadaşın. hani bu bilgiye benim katkım ne olacak.
neyse efendim, gelelim ikinci mevzuya.
tarih dersini karşı cinsle tek kitaptan çalışmak.
genelde birlikte çalışma durumlarında biri kitabını hep unutur. bu durumda ne olacak? mecburen birlikte çalışılacağından yan yana oturulması gerekecek. hani bu arkadaşlardan birinin hiç mi sayfanın öbür ucundaki tarih haritasına bakması ve istanbul'un fethi esnasında dünya haritasında nerede konumlandırıldığını görmesi gerekmeyecek. tabi ki gerekecek. o esnada sen kitabın o kısmı da azıcık görüş açısından uzakta olmasın mı. bu durumda ne olacak, kolunu uzatıp mecburen sayfayı düzelteceksin. orda ne var? arkadaşının kolu. sonra ne oldu, kolu koluna değdi mi.
neyse efendim, buradan çıkarttığımız sonuç, istanbul'un coğrafi konumu önemli, sıcak denizlere inmek falan...
hadi diyelim kitabı unutmadınız, ayrı ayrı oturuluyor, arada bir mesafe var. ve konu istanbul'un fethi. hayır bir taraf illaki hangi sayfa olduğunu bulamayacak. o kişi kalkıp nerde ya kitapta diye hiç mi yanınıza gelmeyecek. sonra da gelmişken oracığa oturmayacak mı?