griye boyanmış bir kent ve martı çığlıkları kalbinizi tırmalıyor. bulutlar gözünüze bir hayat taşıyor. yağamıyorsunuz artık. çünkü ıslatmaktan korkuyorsunuz yaşanmışlıkları. kararlar alınırken size dair, beşiktaş sahili bile yabancı kalıyor. hiç olmadığı kadar hem de. sıcak çayınız buz tutuyor, küp küp düşüyor canınız sol yanınızdan. hıçkırık sesleri bastırıyor vapurun sesini. köpüklü dalgalarla yarışamayacak kadar kurak göz pınarlarınız. kadıköy'e geçiyorsunuz. anadolu kokuyor. fakat unutturmuyor onun kokusunu. bir aşktan geçmeye zorlanırken siz, aldığınız yol bir köprü boyu kadar. sadece bir köprü, yaşamla ölüm arasında...