baki tuğ

entry10 galeri
    4.
  1. Yani eğer Öcalan o tarihte MiT elemanı olsa idi sizin önünüze getirilmezdi?

    Getirilmezdi. Niye getirilsin? Milli istihbarat Teşkilatı istifade ettiği insanları getirir de sizin karşınıza oturtur mu? Ben size çok enteresan bir olay anlatayım. 12 Mart 1971 öncesi, bir öğretim üyesi arkadaşımızla istanbul"a gittik. Mahir Kaynak, Tunca Toskay, bir akşam oturduk. 12 Mart arefesi. Sohbet ettik, yemek yedik. Bunlar bizim eski dostlarımız. Döndük, Ankara"ya geldik. 12 Mart 1971 muhtırası verildi. 12 Mart"ı müteakiben ben Ankara Sıkıyönetim"e savcı olarak tayin edildim. Dosyalar önüme geldi. Madanoğlu cuntası dosyası dahil. Soruşturmaları yaptım. Mahir Kaynak"ın ismi de dosyada geçiyor. Ama bizim Mahir Kaynak olduğunu bilmiyordum. Başka bir Mahir Kaynak da olabilir. Sıkıyönetime yazı yazdım. Şahit olarak dinlemek istediğimi ifade ettim. Sıkıyönetim de istanbul Üniversitesi"ne yazıyı yazdı. Bir hafta sonraydı. Sabahleyin odama gittim. Baktım sandalyede Mahir Kaynak oturuyor. Bu bizim Mahir Kaynak. Allah Allah, işte orada şaşkına döndüm. Madanoğlu dosyasının bantlarının kaydını yapan, o konudaki bilgileri, raporları Milli istihbarat Teşkilatı"na veren, üniversitede doçent olan bizim Mahir Kaynak. Orada şaşkınlığa uğradım. Mahir Kaynak"ın Milli istihbarat Taşkilatı adına çalıştığını o gün öğrendim.

    Kendisine nasıl muamele yaptınız?

    Diğerlerine ne muamele yaptıysam aynısı... Tanık olarak geldi, dinledim. Çayını kahvesini ikram ettik. Bu raporlar size mi ait, bantları siz mi düzenlediniz? Bana aittir, ben düzenledim dedi. Aldık bilgilerimizi, kendisini gönderdik?

    Diyorsunuz ki, "Bana o tarihte neden Öcalan"ı teşhis edemedin denilemez". Tamam, o tarihte Öcalan 22 yaşında bir üniversite öğrencisi. Ama ön plana çıktığı da anlaşılıyor.

    Hayır, hayır. Kesin şekilde hayır. Boykotta elebaşı o kadar. Onun dışında geniş çaplı bir faaliyeti yok. Onu zaten tespit etseniz, daha başka şeylerle birleştirirdiniz. DEV-GENÇ"le, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu ile, TiKKO ile biraraya getirirdiniz. Maalesef olmadı.

    Davada görüş değiştirmem tamamen hukuki sebeplerden kaynaklandı diyorsunuz?

    O, savcının asli görevidir. Suç vasfında değişiklik denir bunun adına. Savcının görevlerinden birisi de esas hakkında mütalaa serdedeceği, talepte bulunacağı zaman, bir değerlendirme daha yapmaktır. Deliller bu olayı nereye getirmiştir? Oraya getirmişse, orada suç vasfında değişiklik yaparsınız. Ona göre talepte bulunursunuz. Savcının asli görevlerinden birisi de odur. Ben de onu yaptım.

    Mumcu, o tarihlerde Öcalan"ın korunup kollandığı görüşüne erişirken bazı başka donelerden de hareket ediyor. Mesela uzunca bir süre SBF"deki kaydının silinmemesi, sekiz sene boyunca askerliğini tecil ettirebilmesi, bursunun kesilmemesi... O dönemde, Öcalan"ın bir koruma çemberine girmiş olabileceğini düşünüyor. Acaba bu koruyucu, Öcalan"ın kayınpederi olabilir mi?

    Bilmediğim bir konuda bir şey söylersem yanlış olur. Ama, bu tür ihmaller sadece Öcalan"a has değil. Bu olaylara karışan binlerce insan için aynı ihmalkâr davranışlar gösterilmiş. Bursu kesilmemiş, askerlik konusu istenen ölçülerde takip edilmemiş. Sadece Abdullah Öcalan ile ilgili değil ki bu?

    Bunlar tamamen ihmal diyorsunuz

    Şu anda koruma çemberi olması için bir sebep yok.

    Şu anda değil, o tarihte...

    O tarihte koruma çemberi niye olsun? Sonra hangisini koruyacaklar? Türkiye"de öğrenci hareketleri büyümüş, bir iç savaşın şartlarını yaşıyorsunuz. Onların içerisinde hangisini koruma çemberi içine alacaksınız? Çok zor bir olay. O nedenle Abdullah Öcalan"ın o tarihte korunduğu kanaatini taşımıyorum. Ama ihmaller var. SBF"den kaydı silinmemiş, bursu kesilmemiş. Bu nedenlerle, Uğur Mumcu"nun öyle bir kanaati oldu.

    Size böyle söyledi. Ben bu sebeplerle Öcalan"ın o tarihte MiT"le ilişkisi olduğunu düşünüyorum dedi...

    Evet. Bana göre bu budur şeklinde bir düşüncesi söz konusu idi.
    2 ...