pkk: Örgütün programı 1977 yılında, tüzüğü ise 1978 yılında hazırlanmış ve aynı yıl partileşmiştir. 30 Temmuz 1979 tarihinde Şanlıurfa milletvekili Mehmet Celal BUCAKa yaptıkları silahlı saldırı ile kuruluşlarını ilan etmişlerdir.
1978 den itibaren hükumetlere bakalım.
III. Ecevit Hükümeti =(5 Ocak 1978-12 Kasım 1979)
VI. Demirel Hükümeti(12 Kasım 1979-12 Eylül 1980)
Ulusu Hükümeti(20 Eylül 1980-13 Aralık 1983)
I. Özal Hükümeti(13 Aralık 1983-21 Aralık 1987)
II. Özal Hükümeti(21 Aralık 1987-9 Kasım 1989)
Akbulut Hükümeti(9 Kasım 1989-23 Haziran 1991)
Yılmaz Hükümeti(23 Haziran 1991-20 Kasım 1991)
VII. Demirel Hükümeti(20 Kasım 1991-25 Haziran 1993)
Çiller Hükümeti(25 Haziran 1993-15 Ekim 1995)
Çiller Hükümeti(15 Ekim 1995-5 Kasım 1995)
Çiller Hükümeti(5 Kasım 1995-12 Mart 1996)
Yılmaz Hükümeti(12 Mart 1996-08 Temmuz 1996)
Erbakan Hükümeti(08 Temmuz 1996 - 30 Haziran 1997)
Yılmaz Hükümeti(30 Haziran 1997 -11 Ocak 1999)
Ecevit Hükümeti(11 Ocak 1999-28 Mayıs 1999)
Ecevit Hükümeti(28 Mayıs 1999-18 Kasım 2002)
Gül Hükümeti(18 Kasım 2002-11 Mart 2003)
Erdoğan Hükümeti(14 Mart 2003 - 5 Eylül 2007)
Erdoğan Hükümeti(5 Eylül 2007 - )
Bu hükümetlerin hangisi PKK ile tam manasıyla mücadele etmiştir? cevap: Hiçbiri!
Devlet yani devleti oluşturan-temsil eden hükumetler açıkça ayaklanma içerisine giren buna teşebbüs eden halka karşı ne yapmıştır? cevap: hiç... tabi birkaç kekoyu bir araya getirip türkü söyletmek dışında. O türküye ulaşmak için: http://youtu.be/JbQC_j0CTww
Devlet ayaklanmayı bastırmazsa ve ayaklanan nüfusu hızlı bir şekilde kontrol altına almazsa 2014 yılında yaşananlara kimse şaşırmayacaktır. Devlet ayaklanan hedef nüfusu kontrol altına almanın aksine ona destek çıkmıştır.
PKK ve Kürtlerle olan çatışma/savaş adına ne dersen de bu siyasi bir savaştır! ancak bizim siyasi "savaşçılarımız" da "kürt" veya diğer etnik kimliklerden olduğu için bu siyasi savaşta Türkler adına doğru hamleleri yapabilecek insan evladı bulunamamıştır.
galula: Devrimci savaş siyasi savaştır demiştir. Biz bu siyasi savaşta etnik olarak kürt olan iç ve dışişleri bakanlarını göreve getirdik. Bir dönemde kürt abdülkadir aksu içişleri bakanlığı yaparken liceli kürt hikmet çetin dışişleri bakanlığı yapmıştır. Bunun gibi onlarca devletin önemli kademelerinde olan kürt görev yapmıştır. Yukarıdaki süreç içerisinde... lütfen biri bağırsın "faşist te.ce" diye...
Devlet topu türk silahlı kuvvetlerine atmış demiş'ki "aha sana top-tüfek-tank git dağda savaş"... TSK elinden geleni yapmış zaman zaman çok büyük ve başarılı operasyonlar yaparak dağdaki ite gereken dersi vermiş. PKK ağır kayıplar altında ezilip dağa militan kazandıramayacak duruma düşecekken öcalan demiş'ki "tek taraflı ateşkes ilan ediyorum. pkk kendisine saldırılmadığı sürece tek mermi atmayacak"... ve bizim kürt cumhurbaşkanımız turgut özal bu terör örgütünü ve liderini devlet gibi görüp bu ateşkese "barış dostum yo pizz" diyerek cevap vermiştir. Sonrasında ise öcalan vampiri 4.parti kongresinde yani ateşkes ilan ettikten sonra şu ifadeleri kullanıyor
--spoiler--
1993te biraz da geçiş arz eden o dönemi bir ateşkes ile lehimize çevirmek istedik ve bu çok önemli bir adımdı. Hiç olmazsa bunu fırsat bilirler, canlanırlar diye düşündük. Aslında biraz da hem uzun soluk alma, hem de hazırlık yapma imkanı idi. Bazıları bu hazırlığı yaptı ama yine komuta yapılınca bu layıkıyla değerlendirilemedi.
--spoiler--
TSK'nın dağlarda hallaç pamuğu gibi sarıp bir köşeye attığı pkk ve militanları Özal-Öcal-an tarafından yapılan anlaşmayla toparlanıp tekrar palazlanma evresine geçiş sağlamıştır.
Yine PKK parti önderliği adı altında 08 Ekim 1998 tarihinde tüm partililer ve ARGK. savaşçılarına gönderdiği telsiz emrinde ateşkesle ilgili
--spoiler--
Çoğunuz görev alacaksınız, görev bu temelde olabilir. Tabi düşmanın kısa bir süre için şöyle bir hedefi de var, kök kazımaktan bahsediyor... Bizim bunlara misilleme hakkımız makbuldür. Yani kendimizi iyi düzenleyerek bu 10 kat değişmiş, dönüşmüş bir temelde cevaplandırma görevimiz var. Biz ateşkes olayını tek taraflı da olsa düzenlemeyi sadece biraz daha hazırlık düzeyimiz, siyasi, diplomatik olarak da hamle imkanı kazanmak için yaptık, bu başarılı olmuştur, ama yetersizdir, daha da yapılacak işler vardır, düşman bunları bilerek çok sert davranıyor.
--spoiler--
yani ortada bir barış yok sadece ve sadece amaca gidilen yolda soluklanma var! tıpkı şimdi olduğu gibi. Bazıları gerine gerine "padişahımız barış getirdi analar ağlamıyor hüloğğğğ" dese de tarih yalan söylemez.
evet kim daha çok korkutuyorsa halk onun yanında olacaktır. Buna ister taraflı gözle bakın isterseniz dosta güven düşmana korku sözüyle tamamlayın. pkk'yı desteklemeyen korkusundan destekledi pkk'yı destekleyen daha çok güven duydu. çok karmaşık değil Basit...
Galula isyanı bastırmak için önemli bir not daha veriyor.
Yönetim olanak ve yetenekleri, ekonomik kaynakları, bilgi ve propaganda araçları, ağır silahlar ve büyük birliklerden kaynaklanan askeri üstünlüğü. Silahlı kuvvetler, polis ve adli ve siyasi operasyonlar harmanlanır: "Beklenen sonuçasilerin nihai yenilgisibu çeşitli operasyonların bir toplaması değil çarpımıdır; bunların hepsi esastır ve biri bile olmazsa sonuç sıfır olacaktır.
Devletin olanak ve imkanlarını bazı seviyelerde misal askeri harekatlarda azami olarak kullanmadığını biliyoruz. PKK yuvaları bilindiği halde gidilmediği onların bir gece gelip Mehmetçiğe pusu kurmasına müsaade edildiğini de biliyoruz... TSK'ya sınırsız operasyon yetkisi vermeyen-veremeyen siyasileri, onları dağlarından eteklerinden geri döndüren basiretsiz hainleri biliyoruz. Devletin tüm imkanlarını neden kullanmadığına dair sorduğum birkaç sorunun olduğu yazı burada: (bkz: devlet ve pkk/#23470136)
Galula: Başından sonuna kadar tüm operasyonları tek bir patron yönetmelidir. Dahası, patron siyasi tarafın bir temsilcisi olmalıdır: Öyle ki siyas iktidarın tartışmasız patronluğu hem bir ilke hem de bir pratiklik meselesidir. Tehlikede olan ülkenin siyasi rejimidir ve onu savunmak siyasi bir iştir. Bu askeri eylemi gerektirse bile, eylem siyasi bir hedefe doğru yöneltilmiştir.
Şu yukarıda yazılı olan tespiti "neden bunu yapmadınız yapamadınız" diye dillendirmeye gerek yok. ülkenin siyasi rejimini değiştirmek isteyenler ülkenin patronu olursa bir diğer rejim düşmanı/ayrılıkçı unsura çok fazla ses çıkarmayacaktır! neydi o? (bkz: bıçak kemiğe dayandı)! bkz: hem laik hem müslüman olunmaz.
Türk devletini oluşturan siyasilerin pkk ile savaşmak/mücadele etmek için stratejisi neydi?
stratejiye bak çay demle! Bir sığıra strateji ne diye sorsan: Tüm boynuzlugiller familyası kardeştir. cevabını alırsın... boynuzu millete takan, namusunu pazarda tezgah kurup kurumuş şehit kanının üzerinden pazarlayan ve doğal olarak boynuzu kabul eden boynuzlular bu ultra sığırlara elbet sahip çıkar!
