yahu islam'ın ve diğer dinlerin yayılması da, mevcut din mensuplarına "sen yanlış biliyorsun, ataların da yanlış biliyordu" denilerek gerçekleştirilmedi mi? "salak, gerizekalı" gibi tepki yaratmaya yönelik soslamalar konusunda ise ne diyeceğimi bilemedim....
kuran'da inanmayanlara yönelik "beyinsizler, hayvan, yabani eşek, yalancı, azgın, sapık, odun, akılsız" da dahil olmak üzere türlü hakaretler mevcuttur.
misyonerlere yöneltilen suçlamalardan biri de para karşılığı "kalp ısındırma" taktiği kullandıkları iddiasıdır. söz konusu suçlama doğru mudur, değil midir bilmiyorum. aslında doğru olduğunu pek zannetmiyorum. kaldı ki doğru olsa bile para karşılığı dinini değiştirenden, ne eski, ne yeni dinine ne hayır gelir?... peki islam'da para karşılığı "kalp ısıtma" meşru mudur?
bakalım zekat kimlere verilebiliyor? tevbe 60:
"zekâtlar, allahtan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri islâma ısındırılacak olanlar, köleler, borçlular, allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."
"müellefetü'l kulüb" kimlerdir? kendilerine ne kadar süreyle, hangi mallar verilmiştir? zengin olmalarına rağmen kollanmaları ne gibi sorunlara yol açmıştır? onlara yapılan yapılan yardımlar, kimin döneminde, hangi sebeple kesilmiştir? uzun uzun anlatacak değilim. merak eden araştırsın.
keza, varsayalım ki bazı misyonerler para karşılığı iman satın alıyor olsun. bir kişi çıkıp da hıristiyanlık böyle emrettiği için yapıyorlar diyemez. incil'de ve tevrat'ta öyle bir ayet yok. oysa para karşılığı iman satın almayı kuran emrediyor gördüğünüz üzere!... dinlerinin hali böyle olanların, hiç değilse inanç ilkeleri açısından böyle bir sorunları olmayanları "parayla iman satın almakla" suçlamaları pek yüzsüzce... pek acıklı bir manzara...
velhasıl, "misyonerlere" laf edenler, onların yaptığını iddia ettiklerinin bin kat fazlasını, üstelik de devletin fonlarını kullanarak yapıyorlar. o zaman bu kadar şikayetçi olmak niye?
"misyonerlik" öyle şeytanlaştırılmış ki "ateizm derneği"ni kuranlar bile "amacımız misyonerlik yapmak değil" demek zorunda hissediyorlar kendilerini... her müslümana farz olan "tebliğ" bir misyonerlik faaliyeti değil midir? bakın, o yolda, etki altına alınmak istenenlere para vermek bile serbest... o zaman neyin tartışmasıdır bu?
yasalarımıza göre, diğer inançlara hakaret etmemek kaydıyla, herkes kendi inancını veya inançsızlığını yayma hakkına sahiptir. "ele verir talkını, kendi yutar salkımı" deyişini unutarak, boş laflar etmek ancak iki yüzlülere yakışır.