Arayıp bulamadıgınız bir kitap var mı?
"Eskiden vardı, artık yok. Bu isin fetisistik bir kısmı. Bir kitabı okumak için almak istersiniz. Artık dünyada internet var. Eskiden okumak istedigim kitaplar ve okumayacaksam bile edinmek istedigim kitaplar vardı. 1970'li yıllar hatta 1980'ler Türkiyesi, entelektüel açıdan bir çöldü. Kitap almak için neler çektigimi anlatsam hayret edersiniz. Yurtdısından kitap getirtmek için bankaya fatura getirtiyorsunuz, banka sizi merkez bankasına yönlendiriyor. Günlerce bekliyorsunuz ve altı ay sonra döviz izni alıyorsunuz, parayı yurtdısına gönderiyorlar. Kitap ancak bir yıl sonra elinize geliyor. Böyle bir Türkiye'den bugüne geldik. ABD'deki bazı kitapçılar Türkiye'ye kitap göndermiyordu. Bu nedenle ABD'de birkaç posta kutusu kiraladım ve birileri o kitapları biriktirip bana gönderdi. Dünyanın masrafını yapıyordum. Internet de hayatıma böyle girdi. Ikinci el kitapları uluslararası arenada internet sayesinde satın almaya basladım. Simdi de ulasamadıgım kitaplar var ama bu artık eskisi kadar büyük bir hasret degil. Yurtdısındaki büyük kütüphanelerde bu hasretimi bir nevi giderdim. 10. yüzyılda basılmıs kitabı elde etmek istemem. Arkeolojik kitap tutkunu degilim. Ben kendi dünyamın kitaplarına ulasmaya çalısırım. Benim meselem de bu kitapların birinci baskılarına ulasmak."
Basucu kitaplarınız hangileri?
"Dostoyevski'nin eserleri. Aslında benim bir alıskanlıgım var. Her yılbası gecesinde düsünürüm ve o yıl bütün yapıtlarını okuyacagım bir yerli, bir de yabancı yazar seçerim. Ama her yıl mutlaka Dostoyevski'den en az bir yapıt okurum. Bir diger favori yazarım Samuel Beckett'tir. Onun romanlarını da severim ama asıl oyunlarını okumaktan büyük keyif alırım. Benim için 20. yüzyılın Dostoyevski'si Beckett'tir. Tabii Sofokles ve Shakespeare de vazgeçemedigim isimler arasında yer alıyor. Ben genellikle bir yazarın bütün yapıtlarını alır ve okurum."