hewler

entry16 galeri
    11.
  1. Asurlular zamanında Arba-ilu, Arbela; eski iran kaynaklarında Arbira olarak geçen ve gelişmiş bir kent olan Erbil, Aşağı ve Yukarı Zab suları arasında kurulmuştur. Musul, Altınköprü, Bağdad-Basra yollarının kavşak noktasında bulunan şehir, Irak Selçukluları idaresinden sonra 1144 tarihinden itibaren Beytekin hanedanından Küçük Ali'nin ve Erbil Atabeklerinin başkenti olmuştur.

    Ulu Minare, Erbil
    Muzafferüddin Kökböri devrinde (1136-1190) imar edilen Erbil, iki kısımda gelişmiştir. Aşağı Erbil nehir kenarında, geniş bir vadide yayılırken, Yukarı Erbil tepe üzerinde kale içine sıkışıp kalmıştır. Kalenin surları, eski kalıntıları üzerine Kökböri tarafından yeniden yaptırılmıştır.

    Kökböri'nin evlâdı olmadığından, vasiyeti üzerine Abbasî halifesine kalan Erbil, Moğol istilâsından sonra uzun müddet karışık ve sıkıntılı dönemler yaşamıştır. 1731'de, Nadir Şah'a karşı uzun süre dayanan kale, şehrin düşmesinden sonra harabe haline gelmiş, 1849'da esaslı bir şekilde tamir edilmiştir. Erbil, Osmanlı döneminde, 19. yüzyıl başlarına kadar Bağdat'a bağlı bir kaza merkezi olarak idare edilmiştir.

    Kökböri, devletinin ve saltanatının küçük olmasına rağmen, islâm dünyasında büyük bir üne kavuşmuştur. Aşağı Erbil'de yüksek minareli bir ulu cami, bir medrese, 4 dârûl-aceze, dul ve yetim yurtları ile ribatlar yaptırarak şehri mimarî eserlerle donatmıştır.

    Ulaşım yollarının kavşak noktasında bulunan Erbil, 12-15. yüzyıllarda büyük bir ticaret merkezi durumundaydı. 1309 (Rumi) Musul Salnamesi'ne göre, 4.000 nüfuslu kaza merkezinde, 2 cami, 10 mescid, 6 medrese, 5 sıbyan mektebi, 5 dârûl-aceze, 1 kışla ve 3 hamam bulunuyordu(4). Bugün Aşağı Erbil harabe halinde olup bir tek minare ayakta kalmıştır. Yukarı Erbil, kale içinde hâlâ 18. yüzyıl hayatı yaşamaktadır. Kale içindeki Kale Camii, Hacı Molla ibrahim Camii, Ömerağa Medresesi ile Şeyh Şerif Tekkesi halen kullanılmaktadır.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük