quentin tarantino'nun en boş filmi.
bir bu, bir de jackie brown. quentin tarantino değil de kuzeni çekmiş havası var iki filmde de.
genel olarak quentin tarantino'nun filmlerindeki en güzel şey olayların işlenişi ve aktarılışıdır ama bu filmde sanki öyle bir keyfi davranmış ki diğer filmlerine göre gerçekten kötü.
hadi konunun işleyişi, aktarılışını geçtim; ne mr. pink gibi hafızada yer eden renkli bir karakter, ne hattori hanzo gibi ailecek seveceğimiz sempatik bir insan, ne vic vega gibi karizmatiklik ve psikopatlığı aynı potada eritip size kendini sevdirebilen bir karakter, ne jules- vincent gibi kafa adamlar, ne inglorious bastards'da brad pitt'in canlandırdığı gibi sempatik bir karakter, çatlak cristoph waltz rolleri, harvey keitellar hiçbir şey yok. en basitinden tarantino'nun bizzat from dusk till dawn'da çok iyi canlandırdığı manyak sapık gibi insanı güldürebilen bir şey yok.
pulp fiction'da farklı insanların hayatlarını kesiştirmeyi başaran, olayları müthiş bağlayan, harika muhabbetler döndüren adam bu filmde yönetmen koltuğunda yok, sadece adı var o koltukta. sonuç olarak da nerde başlayıp bittiği belli olmayan, en büyük olayı bir araba kovalamaca sahnesi olan boş bir film çıkıyor karşımıza.
ayrıca filmde o kadar çok da ayak görüyorsunuz ki resmen ayak fetişleri için yasal porno çekmiş tarantino. ilallah be kardeşim bu kadar da boku çıkarılmaz ki. kendisi ayak fetişi de bunun tersi insanlar da olabilir, bunu da bir düşünür insan. filmin sonunu zor getirdim ayak görmeye katlanmaya çalışırken.
başrol zaten filmin yarısında ayağını camdan dışarı sallıyor boş boş. oscar alacak olsa herhalde ayağına vereceklerdi ödülü. bir çarpışma sahnesinde bacağı kopunca rahatladım. tabi ondan hemen sonra yine onun gibi biri daha çıkıyor da neyse.
sonuç olarak grindhouse serisinin ikinci filmiydi zaten, ilk film planet terror buna bin basar. robert rodriguez kesinlikle geçmiş kankasını bu sefer.