1798-1857 yılları arasında yaşayan Auguste Comte, pozitivizm kurucusudur. Bu düşüncenin pozitif düşünme eylemiyle, fiiliyle hiçbir alakası olmadığını buraya not olarak ekleyelim. Comte, bu felsefi anlayışını, doğrusal ilerlemeci mantık esaslarından yararlanarak neşir etmiştir. Görülüyor ki, insanlığı tahrif eden her anlayışın arkasında bir batılı şahsiyet var. Zira Comte gibi, Marks gibi, Durkheim gibi, Freud gibi, Hegel gibi ve daha sayamayacağımız şahsiyetler, düşünceleriyle insanları karanlıklara sürüklemişlerdir. Şayet Comtenın ortaya attığı düşüncede, her ne kadar kendisi düşüncesini bilimle aynı görmesine rağmen, ateizmin doğmasına sebep olmuştur. Comte, söz konusu düşüncesinde, dinlerin yerine pozitivizm koymaya kalkmıştır. Bunun içinde tezi, doğrusal ilerlemeci tarih anlayışının mantığına dayanıyordu. Ona göre dinler ilk olara teolojik, daha sonra metafizik daha sonra ise, pozitif yani kendi aşamasıyla son bulacaktır. iddiasında Comte, teolojik evrelerin önce fetişizm, sonra çok tanrıcılık daha sonra ise, tek tanrı ile devam ettiğini söylüyor. Comte, son evrenin de bilimle uyumlu kendi pozitivizm anlayışın olacağını öngörüyor. Hatta kendisi Hıristiyanlık gibi pozitivizm papazları olan, kiliseleri olan, kanunları olan, sevgilisinin (Coletilde De Veux) kilisede resimlerinin asıldığı bir düzen irat ediyor.