bundan uzun yillar once aslinda ruanda, tutsiler tarafindan yurutulurken, halkin cogunluguyla da basa gelen hutulari, daha dogrusu hutu devlet baskanini isyanci tutsilerin oldurulmesiyle patlak veren bir soykirim. zamaninda azinlik olmasina ragmen basta olan tutsiler(ki burada pekistirilmek icin irak'in cogunlugunun sii olmasi ama saddam huseyin'in sunni olmasi ornek verilir.) ruanda halkinda yuzde altmis oraninda mevcut gelen hutular basa gelince hircinlasirlar. evet, hutu ve tutsiler bu olaydan once bir arada yasamaktaydi. yani aradaki acik gerilim bundan once de var olmasi bile isi baslatmaya yetti; hutulu baskanin ucaginin dusurulmesi, orduya sahip olan hutularin kafasini bozdu ve yaptigindan neredeyse emin olduklari tutsilere karsi soykirima baslarlar.
eger suclanacak birilerini ariyorsak, hani ille parmakla gostermek gerekiyorsak, fransa veya birlesik milletlerden once, koloni zamaninda bolunmez ruanda'nin olmez halkini iki sinifa ayirip hutu ve tutsi siniflarini yaratan belcika'yi isaret etmek daha mantikli olacaktir. tabii bundan sonrasinda, sadece baris kuvvetlerini oraya gonderen birlesik milletler'in olaydan en az risk alarak(dogallikla) pacayi kurtarmak istemesinden dolayi askerlere birilerini vurma emrini vermemesi, fakat ne yazik ki olaylarin daha da buyumesi ve birlesik milletler'in dunya nazarinda suclu durumuna dusmesi de yapilmis hatalardan. hata olmasa bile gayet sikko bir strateji.
yazilmis ama tekrar edip vurgu attirayim, hotel rwanda bu konuda 10 yil sonra yapilmis en sahane filmdir.
katliam sonrasında kurulan "gacaca" adı verilen halk mahkemelerinde, sadece 3'ten fazla insan öldürenler yargılanmıştır.