gönül rahatlığıyla çok güzel bir film denilebilir. nuri bilge ceylan, ustası bellediği tarkovski'ye bütün filmlerinde olduğu gibi saygı duruşunu çakmayı ihmal etmemiştir.*
ama*, filmin özellikle başlangıç sekansları tarkovski'den çok haneke'ye el sallamış; nuri bilge'nin fotoğraf sinemacılığı, 'sabret, sonu selamet' ya da 'tarkovski'yi bilmeyen izlemesin' gibi değişik açılımlara meyletmiştir.
ayrıca, yönetmenin, cüneyt özdemir gibi birand ürünü, özü kökünde saklı bir aydın doğan enteline, hem de irreversible tadında 1 sevişme sahnesi öncesinde gönderme yapması oldukça dikkat çekicidir.