not:bu baslık altındaki entrylerim enel hakki nikiyle yazarlık yaptıgım private sozluk ten alınmıstır.kopidir-pastedir.
buraya tasımaktaki amacım da daha fazla insana ulasmasıdır.
oncelikle bir dunya haritası alıyoruz onumuze ve bildigimiz bize ogretilen herseyi bir surelikte olsa kafamızdan siliyoruz. sonra buyuk sahra ve arabistan yarımadası uzerinde odaklanıyoruz ve tarih oncesine dogru bir yolculuga cıkıyoruz. arabistan yarımadasının afrika anakarasından kopup ayrılısı, kızıldeniz in olusması. eski dunya tarihinde bahsi gecen nuh tufanı nın da bu buyuk cografi sarsıntı ve degisiklikle alakalı oldugunu dusunuyorum. arabistan yarımadası afrika kıtasından ayrıldı ve uzerinde yasayanlar surekli bir su kaynagının olmadıgı col cografyasında hayatta kalma savası vermeye calısacaklar. arap yarımadasında kalan col insanları bu savası verirken kızıldenizin karsı yakasında nil nehri sayesinde binlerce yıla yayılan buyuk bir uygarlık kuruldu ve yıkıldı, mısır uygarlıgı.. eger arap yarımadasında da boyle bir su kaynagı sozkonusu olsaydı hayat cok daha farklı sekillenirdi.
gelelim arabistan yarımadası uzerinde yasamak zorunda kalan col insanlarına. colde hayatta kalmak cok zordur. eger hayatta kalmak istiyorsan dogaya uyacaksın sende vahsi olacaksın. colde hayatta kalmak yuksek bir disiplin ister.su cok az,dolayısı ile bitki ortusu de az.mevsimine gore gunduzleri kızgın gunes, geceleri dondurucu soguk,kum fırtınaları. butun canlılar o dogada varolabilmek icin vahsi olmak zorunda. bitkiler hayvanlar ve insanlar. guclu kalmak zorundasın,bir tek gun daha yasayabilmek icin. kurnaz olacaksın. surekli uyanık olacaksın. colde hazcı davranamazsın, surekli guclu kalmak durumundasın. colde en basta su yok. kutup iklimleri de vahsidir ama su problemi yoktur. soguk iklimde ısınmak icin yaktıgın atesi bir yabancıyla paylasabilirsin.bu sosyal bir davranıstır.ama colde susuz kalırsan suyunu en yakının olan insanla bile paylasmak istemezsin.bu insanı vahsilestirir. atesini paylasmak nasıl bir sosyal davranıs ise susuzlukta dayanılmaz bir sekilde insanı vahsilestirir. bugun susadıgımız zaman envai cesit icecekle susuzlugumuzu gideririz kolayca.col gezgini olan bedevi yani colun adamı susuzluktan kurusa bile oyle yanında sakladıgı ılık suyu lıkır lıkır kafaya dikemez. tutumlu olmak zorunda. colde su altından daha degerlidir.bir hafta boyunca idare etmen gereken suyu iki gunde tuketirsen kalan bes gunde col bunun hesabını senden sorar.bu vahsi col iklimi dogal olarak insanın psikolojisini de etkiler. boyle bir cografyada yasayan insanı normal duygusal degerlere sahip bir insan olarak degerlendiremeyiz. colde hazza yer yok demistik. peki boyle vahsi bir dogada kadın erkek iliskileri nasıl tezahur ediyor?.bir kere zaten topraga baglı yerlesik bir hayat sozkonusu degil, gocebe bir kabile duzeni var colde.o yuzden kadınla erkegin surekli bir arada oldugu bir aile duzeninden bahsedemeyiz.
doganın bu derece vahsi olmadıgı yasanılır cografyalarda kadın cocuk dogurması sebebi ile ayrıcalıklı gorulur. yani hazzın oznesidir. cunku karsılıgı itibarı ile acının oznesidir, cocuk dogurur. gunduz ve gece karsıtlıgı gibi. yani normalde hayatı temsil eden kadın boyle vahsi bir cografyada olumu temsil eder. hazzın oznesi iken hazzın nesnesi halini alır. colun adamı kadından kacar, uzak durur. zaaf gosterirsen kadın senin gucunu ceker alır. tıpkı bir orumcegin ciftlestikten sonra erkegini yemesi gibi. tabi ki kadın erkegi yemez ama onu gucsuzlestirir. hazzın tuzagına dusurur, colun adamı kadından nefret eder.onu gucsuz bırakıp vahsi doganın icine bıraktıgı icin. butun enerjisini alır posasını cıkarır. unutmayalım su yok. yani gusul abdesti icin demiyorum icmek icin bile su cok sınırlı.
zaten coldeki kadın da erkegi yanına yaklastırmaz. cunku hamile kalmak istemez. coldeki kadının en buyuk korkusu kendi iradesi dısında ve istemedigi kosullarda hamile kalmaktır. cunku en caresiz ve savunmasız halidir kadının.bu kadın icin olumcul bir onem tasıdıgından kadın da silahlıdır. yani erkegin zor kullanıp tecavuze yeltenmesi de kolay degildir. unutmayın colde vahsi bir hayat var, cocuklar diri diri topraga gomuluyor. coldeki gocebe kabileler mevsim degisiminden dolayı surekli hareket halindedir. coldeki kadın bu kosullarda hamile kalmak istemez, erkegi yanına yaklastırmaz. kadın ancak mevsimin-kosulların kararlı ve musait oldugu durumda ciftlesmeye yanasır. hamileliginin rahat ve kendisi acısından tehlikesiz gecmesi icin beslenme ve barınma kosullarının uygun oldugu bir yere ihtiyacı vardır. colde ozellikle hareket halindeyken hamilelik zordur. kadın basının caresine bakmak zorundadır. yani kadın gunumuzde oldugu gibi "aseriyorum, canım sunu cekti git bana getir" diyemez. zaten dese de erkegin umurunda olmaz. colde yeni dogan cocuklar pek sevilmez, ozellikle dogan cocuk kız ise. annesinin feryadına bakmadan diri diri topraga gomerler. erkek kadının hamileligini umursamaz. o yuzden colde duzenli bircinsel hayat yoktur. dahası bahsi edildigi uzere hicte kolay degildir colde seks. yani karsılıklı olarak cinsel pehriz icindedirler.ne kadar sekse ihtiyac duysalarda pek yaklasmazlar birbirlerine. aralarında bir sevgi bagının olusması da zordur.o yuzden coldeki gocebe kabilelerde kadın ve erkek birlikte yasamalarına-yolculuk etmelerine ragmen birbirlerine dusmandır.col iklimi yerlesik yasama musait degildir. cunku doganın olanakları kısıtlıdır. coldeki insan surekli dolasmak zorundadır.bir yerde kaynaklar tukenince -en basta su-yasayabilecegi baska bir yere hareket etmek zorundadır. kadın hazcı dogası itibarı ile tutumlu yasamaya erkek kadar dayanıklı degildir. ozellikle hamile bir kadınla colde yolculuk etmek erkek icin zulumdur. kadın zaten sınırlı olan kumanyayı sorumsuzca tuketir. colun adamı bu yuzden kadından nefret eder onu fazladan bir yuk olarak gorur.ve col kosulları sebebi ile kadına karsı duydugu bu nefreti kurumlastırır.
colun adamı kadından uzak durur, kadın da vahsi col dogasında erkegi yanına yaklastırmaz hamile kalmamak icin. kadın ancak beslenme ve barınma kosullarının uygun oldugu,
sureklilik-devamlılık arzettigi kosullarda erkekle ciftlesmeye yanasır.
peki bu durumda kadın ne yapar erkegin dikkatini cekip onu etkilemek icin. tabi ki danseder. iste sana ciki ciki teorisi. colde erkek kadının cinsel baskısı altındadır..ve kadın da herhangi bir talebi oldugunda ya da daha genel anlamda hayatta kalmak adına cinselligini erkege karsı koz olarak kullanır. oryantal dansın kokeni de buradan gelir. kadın zaten dansederken kalcalarını goguslerini sallar ki bu sırada erekte olur. colde herkesin bir silahı vardır hayatta kalmak icin. kadının silahı da cinselligidir. unutmayın islamiyetten once colde yasayan kadınlar ozgurdu.col kadınının makus talihi. govdesini metalastırmak zorunda kalır. batılı kadın boyle davranmaz bu dusuk bir davranıstır onun icin. kendini metalastırmaktan hoslanmaz. vahsi doga insanıda vahsilestirir psikolojini etkiler. hayatla olumun bu kadar ince bir sınırda bulundugu cografyada yasamak psikolojik olarak insanı cokuntuye dusurur. ayrıca vahsi bir dogada cezalandırma yontemleri de vahsidir. hırsızlık yapanın kolunu kes gibi.
bu sebeple islamiyetin cıkısını ve yayılmasını bu vahsi col cografyasından bagımsız dusunemeyiz. hazreti muhammet nihayetinde kendi toplumunu icinde yasadıgı bu duskun durumdan kurtarmayı ideal haline getirmis tarihi bir kisiliktir.din bazı insanlar icin bir ihtiyactır, kisilik hakları dahilinde degerlendirilmesi gerekir.ama evden ve ibadethaneden cıkmaması kaydıyla. yasadıgımız cag itibarı ile butun dinler tarihe karıstı. cagımızda islam gucunu petrolden ve paradan alan bir siyasi hareket sadece. bugun dunyada gucluler ve gucsuzler var. guclunun hukuku dunyaya hakim. tarih boyunca oldugu gibi..