bir anlamsız gün daha kayıp gitmişti avuçlarımdan. aynamın karşısına geçip, maskemi çıkarttım. yatağıma uzandım, sessizliğin sesini dinledim bi süre. artık karamsar kelimelerin zamanıydı...
ölümü düşledim. onu bir gün ansızın tekrar isteyeceğimi hissettim. bugün, bir gün ya da herhangi bir zaman diliminde.
ölümün bana yakışacağını farkettim. ölüm herkese yakışmazdı. ölümün de kendine göre bir yakışığı vardı elbet... ve yine düşlediğim düşümde, ölümüme yetişemedi kimse.
ilk ölümü istediğimde ağlamıştım o karamsar kelimelerle boğuştuğum gecenin içinde. insan kendi ölümünü düşünüp ağlar mı? kendim için değil, benim için ağlayacağını düşündüğüm insanlar için ağlamıştım. sonra farkettim ki zaten tüm hayatım boyunca hep birileri için ağlamamışmıydım? ölümüm de bile, kendimi unutup başkalarının üzüntüsüne üzülüyordum... vazgeçtim sonra onlara üzülmekten. bu ilk benciliğimdi hayatımdaki. gülümsedim...
ölümü sevdim. bitişti. sonuydu acılarımın ve karamsar kelimelerimin.
öldüm. düşümde. ölüm de yakışmıştı bana. gülümsedim.
ölüm, hoşgeldin hayatıma...