en son 4 sene kadar önce, iki arkadasim ile birlikte gidip gezdigim semt.
o evlerin, o mimarinin güzelligi yaninda derin bir ürperti duyuyordu insan semte ilk adimini attiginda. daha ilk köseden döndügünüzde, köse basi cocuklarinin keskin ve delici baskilarina hedef olmustuk. yanimda 2 erkek arkadasim olmasina ragmen, o baskislardaki tehditi hemen ensemde hissetmistim. agir tespih ve derin sigara cekisleri sanki kulagimin dibindeydi. neyse ki imdadimiza rukiye abla yetisti. ismini hic unutmam herhalde. kapisinin önünde iki üç komsusu ile oturmus tavsan kani cayinin yaninda sigarasini tellendirirken bana seslenmisti;
+ madem potoraf maknen var gizim, ceksene bi tane potoraf bizi.
bu kelimeleri duyunca, ilk basta üzerime cöken endise de kaybolmustu sanki. dönüp arkama bakmadim ama o köse basi cocuklarinin bile baskilarinin degistini hissedebiliyordum.
iki üç pozdan sonra, çay ikram etmisti bize rukiye abla. insan tarlabasi hakkinda o kadar cok kötü sey duymustu ki cay ikramini endise ile karsilamamasi isten bile degildi. rukiye abladaki o sicak tebessumu hissetmistim sanki, sabah kahvaltida yürek yemis gibi kabul ettim cayi. lezzeti hala damagimdadir. 5-10 dakika koyu bir sohbete girismistik. roman olarak tanitmisti kendini. tarlabasinda dogmus. cicek satarim demisti bana, dogru mu yalan mi günahi kendi boynuna.
tarlabasini gezme niyetinde oldugumuzu anlamisti, o da biliyordu ki buralarin tekinsiz oldugunu kapidan iceri dogru seslendi;
- errrcepp.
+ ...
- lan kopil ge buraya.
+ he söyle.
- bah bu mbobn ablan. al azcik gezdir sunlari, gözkulak olasin. anlatsin bizim nasil insanlar oldugumuzu. buradaki erkesin kirli olmadigini sülesin erkese.
14-15 yaslarindaydi recep. belki 2 saat kadar eslik etti bize. hem de hic söylenmeden. bir rehber edasi ile o önde biz arkada ilerledik. o kadar cok kisiye selam vermisti ki bu kucuk cocuk, sanki tarlabasi muhtariydi. istiklale yaklasinca ben artik gideyim dedi. hic gocunmadan 50 lira para verdim recep e. pek bir hosuna gitmisti. ne dilencilik ne de hirsizlik ile kazanmisti bu parayi. sonuna kadar hakettigi bir kazanci. gözlerindeki isilti ile koca bir adam durusu ile elimizi sikti ve kosa kosa ara sokaklara daldi.
korka korka girmistim tarlabasina. haksizda sayilmazdim. belki de yanimizda o genc delikanli olmasa problem yasayabilirdik. ama rukiye abla nin samimiyetini hic unutmadim. sokaklardaki sidik kokusu, kapi önünde ot çeken cocuklari unutmadigim gibi. kocaman bir ülkenin ayibiydi bu. hepimizin ayibi.