Varlığı hiç unutulmayan uzun boylu komik adamla aylar sonra buluşacaktı. Sabah ne giysem diye düşünmeye başlamıştı ki, omuz silkerek eline gelenleri giydi. Kadın son zamanlarda bir tuhaf olmuştu. Eskiden olsa heyecandan öleceğini düşünen kadın gitmiş, acaba görüşmeyi ertelesem mi diyen kadın gelmişti. Üstelik iş sorumluluğu gün geçtikçe artıyordu ve kendini metropolde ağaç arayan sincap gibi hissediyordu, öyle hissetmese bile düşüncesi hoşuna gidiyordu.
Yeni yazsının başlığını attığında telefonu çalmaya başladı. Geldi. Bugünün sonunu az çok tahmin edebiliyordu. Barut ve ateş meselesi. Üstelik onunla yarım kalmış bir anısı vardı, bu nedenle hiç bitmeyen bir döngü içinde dolaşıp duruyorlardı. Adamın sevgilisi vardı, biliyordu. Üzülmeyi denedi, üzülemedi olacakları tahmin ettiğinde.
Hiç değişmemişti, aynıydı. Hala sevilebilir kıvamda ortalıkta dolaşıyordu. Kadınsa sorumlulukların altında despot ama bastırılmış tavırları nedeniyle durgun biri olup çıkmıştı. Yol boyunca anılar paylaşıldı. Otobüse bindiğinde kadın eski nişanlısını gördü, onu da umursamadı. Oysa kalbi olan her kadın orada tedirgin olurdu, olmaz mıydı? O olmadı.
Uzun bastırılmış duygular ve beden dili ilk başladıkları noktaya geldiğinde patlamaya uğradı. Kadın onu özlediğini o ana kadar anlamadığına şaşırdı. Öpmüyor da yaşıyor gibiydi. Nefesini hissedebileceği yakınlıkta öyle güzeldi ki. Gerisini umursamayı bırakalı çok oldu. Adamın içini kolaçan eden kurdu biliyordu. Dudaklarından ayrılıp bir konuşma yapması gerektiğini düşündü. Konuşma yaparken sigara yakmak istedi ama komik olacağını düşündü. Sevgilini dert edecek değilim, sen düşün onu gözleri daldı. Kısa bir öpücük sonrasında devam etti Ben bir ilişkiye hazır değilim, istemiyorum da. Çok çalışıyorum, zorundayım. Seni sürekli arayamam ya da mesaj atamam. Sevgiline de yakalanmanı istemem. Arada takılırız. Sen üzülürsen ya da bunu yapmak istemediğini düşünürsen hiç kalkışma dedi. Bu dediklerine inanamadı, ama istediği bundan ötesi değildi. Ne olursa olsun ayrılsa ve bir ilişki başlasa bozulacaktı. Hiç yapbozu dağıtıp baştan başlamaya gerek yoktu. Başkasına bunu söylese kendini fahişe gibi hissedebilirdi ama o hep var olan biri, nasıl olduğunun önemi yoktu, zamanı da.
Adamın kabul edeceğini biliyordu ama diğer kadına ne hissettiğinden emin olmak güç, kabul etmeme olasılığı da kuponun yatmasına neden olurdu, olmadı. Dürüst olduğu için kendini iyi hissetti. Adam gözlerinin içine baktığında onu anladığını fark etti. Daha çok öpüştüler, daha daha daha ilk bulduğu köşede onu hissedebilir, bunu kısa zamanda ritüele getirebilirlerdi. Adamın arzusu ve çapkınlığa hakim duruşu pastanın üzerindeki vişne gibiydi. işin heyecanı yaşananların yasak oluşundan mı yoksa kadının fahişece tutumundan mı geliyordu emin değil ama umurunda değildi, olmayacaktı. Bunu düşünecek vakti yoktu, yarın iş var.