yağmur hafifçe çiseliyor, ben sessizce yol alıyorum. Içimde huzur veren bir koku, ve aklımda yine o. tanrı, yine sanatını sergiliyor adeta. Gittiğim yol, aslında geçtiğim yol. Çocukluk anılarım... Hüznün ve sevincin gerçek olduğu zamanlar. Hep bu havalarda çıkardı solucanlar, hep eğlenceliydi toprak, su ve ıslanmak. Başını hafif yukarı kaldırıp birkac yağmur damlası yakalamak. Pantolonun arkasını kirletmek koşarken, ' annem ne der? korkusu ile onu kendi halinde temizlemeye uğraşmak...
Hepsi çok uzakta şimdi. O eski topraklar sadece beton yığını, solucanları yalnız biyoloji kitaplarında görüyorum ve hatıralar... Hatıralar unutulmaya yüz tutmuş eski bir plak sanki. Nihayetinde ben, geçmişimin benden koşarak uzaklaşmasını bir arabanın içinde kasvetli bir halde gözlemliyorum. Yağmur yine hafifçe çiseliyor, ben sessizce yol alıyorum. Içimde hüzünle mayalanmış huzur veren bir koku, ve aklımda yine o.