oyun konsolu

entry13 galeri
    3.
  1. 42 yıl önce ilki çıkmıştır.
    Lanet olasıca hayat. Çok pis eğlenip yoruluyorum üstelik acı falan da çekiyorum ama acı yazmak için güzel neden, sürekli söylerim zaten.
    Neyse, geçen yazdığım Atari ile ilgili bir haberden sonra bizim çekirdek ailenin gerçekten bir oyun geçmişi olduğunu anladım. Ben doğar doğmaz bölüm sonu canavarının geçmek ve prensesin düşük pikselli yüzünü görmek için uğraşan nesildenim. Üstelik eve ilk alınan Atari Sabah Gazetesi’nin kuponlarıyla gelmişti. Ama Atari’den önce masaya sabitlenen joystickleriyle efsane oyun konsolu Commodore 64 taaa benim çocukluğuma kadar amcam tarafından özenle saklanmıştı. Atari’den önce kıçımdaki hantal bezle joysticki kavrayabilmiş bir 90 modelim anlayacağınız.
    Atari heyecanı örneği Max Payne vari vurmak için geçen saatlerle hızlı tükendi ve eve bilgisayar henüz ben 6 yaşındayken geldi. Sadece yön tuşları ve a tuşunu gerektiren Aslan Kral oyununu salya sümük oynuyordum. Büyük ihtimal evdekiler asosyal biri olacağımı düşündü panpalar ama işler aksine ilerledi ve PC gitti Playstation geldi. Evde herkes deli gibi sırasının gelmesini bekliyordu. Emektar tüplü televizyonumuz çok çekti bizden ama iyi dayandı. Babaannemin en sevdiği oyun Tekken idi. Onca ev işinden sonra stres atmak için doğru oyun tercihi denebilir. Büyük amcam gezgindi pek yüzüne bakmadı ama amcam ve babam oyun oynamak için adeta kapışıyordu. Resident Evil: Nemesis, Silent Hill, Tomb Radier gibi baba oyunları bir solukta oynadık.
    Küçük Ece ne etsin, önüne geleni oynuyordum ama Crash’in benim çocukluğumda özel bir yeri her daim var. Galerians, Fear Effect, Metar Gear Solid, The Sims, NFS… Bir dakika biraderlerim gözlerim doldu. Okuldan gelip oyun başına oturduğum için yediğim paparalar bu işin elbette ki bir diğer yanı ama okul gidiyordu işte. Beş sayfalık ödevi ben yapsam gerisini babaannem ustalıkla hallediyordu. Amcam oynar ben izlerim, bulmacalar da tamamen bana ait. Üff.. Ne biçim de uykusuz kalırdık. Sokak oyunlarından bihaber büyüyüveriyordum. 200’ü aşkın oyunla PS devrini kapattığımızı ben sokağa çıkmayı alıştığım bir gün öğrendim. Amcam camda elindeki siyah kutuyu bana gösterince PS 2 olduğunu hemen anlamıştım. Tasolarımı yerden topladığım gibi eve uçtum.
    ilk oyunlarımız Devil May Cry, Metal Gear Solid ve Resident Evil: Veronica. Ne biçim güzel görünüyorlar bilseniz. Fifa oynamayı NFS’in yeni serilerini keşfettiğimde bırakmıştım. Kesinlikle hayata bir kız çocuğu penceresinden bakamıyordum. Hayvan gibi joysticke asılıyor arada okula gidiyordum. Amcam elimden alınca da malum kitaba abanıyordum bu sefer. Derken eve yeniden PC geldi. PS 2 yeni The Sims serilerini beğenmememle bir kenara bırakıldı. PC’de alemlere akıyor zeka oyunlarının dibine vuruyordum nasılsa. Lakin bugün bile olduğu gibi içimde hep PS özlemini çekiyordum. CD’yi konsola koymadan önce hohlanır ve silinir, PS’ye takıldıktan sonra işaret parmağı ile döndürülür ve kapak hızla kapanır. Tuhaf bir şekilde oyun isteğim hayatı keşfetmemle bitti.
    Bir ara PS 3’te lavuk arkadaşlarımla PES atıyor turnuvalar düzenliyorduk ama bir kızın bu denli iyi oynaması onları rahatsız ediyordu. Arsından Guitar Hero geldi ve karşımda adam akıllı rakip kalmamıştı üstelik ÖSS’ye sayılı haftalar vardı. Üniversite başlayınca aklım fikrim marsa kadar havada olunca oyunları tamamen bırakmış bulundum. Babaannemle bir jübile yaptıktan sonra tabi.
    Babam ve amcam devam ediyor. PS 4’e bir baktım, birkaç el oynadım lakin tırt. Beni oyun dünyasına küstüren nedir bilmiyorum ama artık ailenin de içinde bulunduğu piksel devrim sona erdi. Arada telefonda minyonlara bakıyorum bunu söylemeden edemem ama bu alanı bile haber haline getirince işin tadı tuzu kalmadı hanımlar ve beyler. Fifa 98 ve Fear Effect’i özlemle anıyorum.
    1 ...