oyuncak nedir? çoğu pedagog, çocuğun gelişiminin bilmem nesinden hareketle oyuncakların çocuğun gelişimi açısından mühim olduğu konusunda edebiyat parçalayıp durur. doğrudur da.
yani o oyuncaklar bir fayda unsurudur. o da, çocuk geri zekalı bir birey olmasın. bütün amaç bu.
ya bizler? bizlerin fayda unsuru nedir? ya da fayda unsuruna konu olabilecek şeyler miyiz? en azından bu kadar değer arz ediyor muyuz?
etmediği ortada, işte hayat ortada.
bizler; tanrı'nın ezeli yalnızlığını nihayete erdiren şeyleriz. o kadim yalnızlığa eklenmiş bir değersizlik, bir yalnızlık nüvesi...
bir çocuk oyuncakların tanrısı olduğunu düşünebilir. onlara hükmettiğini. mesela kurmalı oyuncaklar vardı eskiden. sonuna kadar kurulan oyuncağın hareket etme ömrü uzardı. yani onun ''ömrünü'' belirleyen şey minicik ellerin iradesi idi.
bizlerin ise ömrünü, acılarını, yaşayacaklarını hüzünlerini; kaybetmişlerini, hayal kırıklıklarını belirleyen yani bizi ''kuran'' bir tanrımız var.
bir oyuncak olarak bizlerin işi plastik tüp kamyonlarından, araba olabilen robotlardan daha zor.
şayet çocuğun oyuncağı bozulursa onu bir kenara iter ve artık onunla ilgilenmez. yani oyuncak çocuğun gazabından kurtulur.
ama bizim oyuncak müptelası tanrımız öyle mi?
bozulmak yok yola devam!
tanrı'nın mantığı böyle işliyor.
bir yerlerden bizim tökezliyor olmamızı izleyip bunun hikmetli bir hareket olduğunu düşünüyor ve yer yüzüne gönderdiği tellalları sayesinde aynı hikmetten sual olunamayacağını deklere ediyor.
bizi bir köşeye bırakmıyor. oyuncak sepetinin dibinde atılmayı bekleyen bozuk bir oyuncak inanın bizden daha şanslı.
bizlerle oynuyor tanrı. hücrelerimizle oynayıp kontrolsüzce çoğaltıyor olması sonucu kanser; kan değerlerimizi allak bullak edip tansiyonu tavan yaptırması sonucu böbrek yetmezliği, kalp çevresindeki tüm damarları ve kapakçıkları işlevsiz bırakarak (hatta çürüterek) kalp hastası yapıyor bizleri.
bu pili sökülen bir oyuncağa yapılan kötülükle eş değer olamaz, olmamalı.
bizler birer oyuncağız, hepsi bu. ne bir hikmet aramak gerekli varlığımızın altında ne de bu dünyanı halifesi olduğumuzu düşünmek gerekli...
bizler, birer oyuncağız... bu acıya katlanın... ya da....