bu konuya ciddi ciddi cevap vermek gerekiyor aslında.
aşk acısı çekenlerin, çaresizlik içinde okuyacaklarını biliyorum..
aşk acısını iphone serilerine benzetebiliriz.
mesela iphone 4, piyasaya sürüldü.
"en iyi telefon bende amk" diyorsunuz,
güncellemeler geliyor, telefon yardırmaya devam ediyor.
sonra bi bakıyorsunuz, apple iphone 4s'ini piyasaya sürmüş.
bir güncelleme daha geliyor, apple sizin elinizdeki telefonun anasını sikiyor.
yavaş oğlu yavaş, berbat bir cihaz haline dönüşüyor, 40 yıllık iphone oluyor alcatel.
bunalıma giriyorsunuz, satıp veya kırıp (çaldırmak da tercih edilebilir) iphone 4s alıyorsunuz ve acılarınızdan kurtuluyorsunuz.
bu olay model yükseldikçe böyle devam eder...
gelelim aşk mevzuuna.. aynı mantıkla çalışıyor; yeni model gelmeden, eski modelden kurtulamıyorsunuz. güncelleme çabaları sonuç vermiyor, dipsiz bir kuyu gibi sizi içine çekiyor ve yeni modele geçmediğiniz zaman bu kuyuda boğuluyorsunuz.
mayıs 2013, büyük aşk acısı içindeyim.
geçmeyecek, bitmeyecek diyorum.
"siki tuttuk", "bittim ben bu sefer", "hayatım mahvoldu" diyerek geziyorum ortalıklarda.
sonra bir kadın tanıdım, aşık oldum. 4-5 aydır keyfim yerinde, o hani mayıs acısı vardı ya, o işte artık yok.
bitti gitti, unutuldu.
belki şu an deli divane sevdiğim kadınla da aynı şeyleri yaşarım; onu zaman gösterir..
ama yenisini bulmadan, eskisi unutulmuyor.
platonik aşk için diyebilecek çok şey yok,
o arkadaşlar hepten yarrağı bütün olarak yemişler.
geçmiş ola...